Ayrıca kandaki diğer maddeler doktorun, kalp yetmezliği veya atardamarlarda plak oluşumunu (aterosklerosis) belirlemesine yardımcı olabilir.
Unutmayınız ki bir kan testi tek başına kalp hastalıkları risklerini tanılamaz. Ayrıca kalp rahatsızlıkları için en büyük risk faktörleri sigara içme, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve diyabet hastalıklarıdır. Teşhis, tedavi ve kalp hastalığı yönetiminde karşılaşabileceğiniz bazı kan testlerini görmek için soldaki linklere tıklayınız.
C-reaktif protein
C-reaktif protein (CRP), karaciğerin yara ve enfeksiyon durumlarında vücudun savunma sisteminin bir parçası olarak ürettiği proteindir (inflamatuvar tepki).
CRP vücudun bir bölgesinde enfeksiyon olduğuna işaret eder. Fakat enfeksiyonun net kaynağını belirleyemez. İltihaplanma, yağlı tortuların atardamarları tıkadığı aterosklerosis durumlarında kilit nokta olabilir. sadece CRP seviyesinin ölçülmesi doktora kalp hastalığı riski hakkında ipucu vermez. Fakat diğer kan testi sonuçları ve risk faktörleriyle birlikte CRP testi, kalp sağlığı hakkında genel bir görünüm ortaya koyar.
Amerikan Kalp Derneği’ne göre CRP test sonuçları kalp hastalıkları riski açısından sonuçları şu şekilde yorumlanabilir:
- düşük risk (litre başına 1 miligramdan daha az; mg/L)
- ortalama risk (1.0 – 3.0 mg/L)
- yüksek risk 3.0 mg/L üzeri)
Amerikan Kalp Derneği CRP testini herkese önermez -sadece kalp hastalığı riski taşıyan kişilere. Kolesterol düşürücü statin ilaçları CRP seviyesini düşürüp kalp hastalığı riskini artırabilir fakat statin ilaçlarının sadece CRP seviyesini düşürmek amaçlı alınması önerilmez. CRP seviyeniz hakkında endişeleriniz varsa doktorunuzla konuşun.
Fibrinojen
Fibrinojen, kan pıhtılaşması durumlarında yardımcı olan, kanda bulunan bir proteindir. Fakat çok fazla fibrinojen oluşumu atardamarda pıhtılaşmaya sebep olarak kalp krizi veya felce sebep olabilir. Aşırı fibrinojene sahip olmak aynı zamanda aterosklerosis belirtisi olabilir ve atardamar duvarlarındaki mevcut yaraları daha kötü hale getirebilir. Yüksek kalp krizi riski taşıyorsanız doktorunuz fibrinojen seviyenizi kontrol edebilir. Sigara, pasiflik, çok fazla alkol almak ve takviyesel östrojen kullanmak -doğum kontrol hapı ya da hormon terapisi yoluyla- fibrinojen seviyesini artırabilir. Normal bir fibrinojen seviyesinin 200-400 mg/L arasında olduğu düşünülür.
Homosistein
Homosistein, vücudun protein üretmek, doku oluşturmak ve beslemek için kullandığı bir maddedir. Fakat aşırı homosistein, felç, belirli kalp hastalıkları ve kol, bacak ve ayak damarlarında kan rahatsızlıkları (periferik atardamar hastalıkları) riskini artırabilir. Doktorunuz, kardiyovasküler sorunlarınız varsa fakat sigara gibi geleneksel risk faktörünüz yoksa homosistein seviyenizi ölçebilir. Ayrıca aile içinde kalp hastalığı ya da yüksek homosistein seviyesine sahip olan bireyler varsa görüntüleme testleri de tavsiye edebilir. Normal bir homosistein seviyesi litre başına 4.4 ve 10.8 mikromol arasındadır (µmol/L).
Homosistein seviyesi, yeşil yapraklı sebzeler, güçlendirilmiş tahıl ürünleri veya takviyeler yoluyla fazla miktarda alınan folat (folik asit) ve B vitamini yüzünden düşebilir. Fakat azalan homosistein seviyesinin, kalp hastalıkları sonucu ölüm riskini ciddi anlamda düşürüp düşürmediği bilinmemektedir.
Kolesterol testi
Aynı zamanda lipit paneli veya lipit profili denilen kolesterol testi kandaki yağları (lipitleri) ölçer. Ölçümler kalp krizi riskini ya da diğer kalp hastalıklarını ortaya çıkarabilir. Tipik bir kolesterol testinin içeriği:
- Toplam kolesterol. Kandaki kolesterol içeriğinin toplamıdır. Yüksek bir seviye kalp krizi riskinin artmış olduğunu gösterebilir. İdeal ölçülerde kolesterol; desilitre başına 200 miligram (mg/dL) veya litre başına 5.2 milimoldür (mmol/L).
- Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolestrol. Bu bazen ”kötü” kolesterol olarak adlandırılır. Kanda çok fazla miktarda bulunması yağ tortularının (plak) atardamarlarda birikerek kan akışının azalmasına yol açar (ateroskleroz). Bu plaklar bazen kopar ve ciddi kalp ve vasküler sorunlara yol açar. İdeal olarak LDL kolesterol seviyesi 130 mg/L’den (3.4 mmol/L) düşük olmalıdır.
- Yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) kolesterol. Bu ”iyi” kolesterol olarak adlandırılır çünkü LDL kolesterolünün taşınmasına, atardamarların açık kalmasına ve kan akışının daha serbest olmasını sağlar. İdel ölçülerde HDL seviyesi 60 mg/dL (1.6 mmol/L) veya üzerinde olmalıdır. HDL kolesterolü erkeklere oranla kadınlarda daha yüksektir.
- Trigliseritler. Kandaki yağ türlerinin bir diğer çeşididir. Yüksek trigliserit seviyesi yaktığınızdan daha fazla kalori aldığınıza işaret eder ve kalp hastalıkları riskini yükseltir. İdeal olarak trigliserit seviyesi 150 mg/dL (1.7 mmol/L)’den daha az olmalıdır. Amerikan Kalp Derneği (AHA), ideal trigliserit seviyesi olarak 100 mg/dL (1.1 mmol/L) veya altı değerleri tavsiye etmektedir. Ayrıca AHA, bu ideal seviyenin sağlığı geliştirebileceğini belirtmiştir.
Lipoprotein (a)
Lipoprotein (a), veya Lp(a), LDL kolesterolün bir çeşididir. Lp(a) seviyesi genler tarafından belirlenir ve genellikle yaşam tarzından etkilenmez. Yüksek Lp(a) seviyeleri, ne kadar risk oluşturduğu belirsiz olsa da, artmış kalp hastalığı riski belirtisi olabilir. Doktorunuz ateroskleroz ya da kalp hastalığınız varsa ve buna rağmen normal kolesterol seviyelerine sahipseniz Lp(a) testi önerebilir. Lp(a) testi, genellikle aile geçmişinde ani ölüm veya erken kalp hastalığı başlangıcı varsa yapılır. Ayrıca LDL kolesterolünüz ilaç tedavisine cevap vermiyorsa test edilebilir.
Natriüretik peptitler
Aynı zamanda B-tipi natriüretik peptit (BNP) olarak da adlandırılıran beyin natriüretik peptitleri, kalp ve kan damarlarının ürettiği bir proteindir. BNP vücudun sıvıları atmasını, kan damarlarını rahatlatmasını ve üreye sodyum göndermesini sağlar. Kalp hasar gördüğünde, vücut zorlanmayı rahatlatmak için kan akışına yüksek miktarda BNP salgılar. Ayrıca yeni ya da artan göğüs ağrısı (istikrarsız anjina) mevcutsa veya kalp krizi sonrasında BNP seviyesi artabilir. BNP seviyesi, kalp yetmezliği ve diğer kalp sorunlarının teşhis ve değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Yaş ve cinsiyete göre normal seviyeler değişebilmektedir. BNP seviyesinin en önemli yararlarından biri, nefes darlığının kaynağının kalp yetmezliği olup olmadığının belirlenmesine yardımcı olmasıdır. Kalp yetmezliği olan kişilerin BNP seviyesi referans değerleri oluşturması faydalı olabilir ve ileride yapılan testlerle tedavinin ne derece işe yaradığı ölçülebilir. BNP’nin bir varyasyonu olan N-uçlu BNP de kalp yetmezliğinin teşhisinde önemlidir ve bazı laboratuvarlarda BNP yerine kullanılır. Aynı zamanda, mevcut kalp hastalığınız varsa, N-uçlu BNP kalp krizi riski ve diğer sorunların değerlendirilmesinde kullanılabilir. Yüksek BNP seviyesi tek başına bir kalp hastalığı teşhisi için yeterli değildir. Doktorunuz diğer kan testleri sonuçları ve taşıdığınız riskleri göz önünde bulunduracaktır.
Sağlık Editörü