Kanser Hastalığında Doğru Beslenmek Neden Önemli?

Kanser hastalarının yarıya yakınının hem beslenme konusunda yetersiz bilgiye sahip olduklarını, hem de o güne kadar pek sağlıklı beslenmediklerini görüyoruz.

Kanser hastalarının yarıya yakınının hem beslenme konusunda yetersiz bilgiye sahip olduklarını,hem de o güne kadar pek sağlıklı beslenmediklerini görüyoruz. Oysa kanser hastalığında doğru ve doğal beslenme tedavinin etkinliğini artırarak,hastaların yaşam sürelerinin uzamasında ve kalitesinin yükselmesinde son derece önemli bir role sahip. Çünkü doğru beslenmeyen hastalarda yara iyileşmesinde gecikmeler,enfeksiyonların sıklığında artış ve hastanede kalış süresinin uzaması gibi sorunlar gözlemliyoruz. Bu nedenle kanser hastalarının beslenmelerini,tedaviye başlar başlamaz desteklemek gerekiyor.

Hastalar tedavi sürecinde nasıl beslenmeliler?
Tedavi sürecinde özel bir diyet önermiyoruz. Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar var. Hastalar tedavi sürecinde ve sonrasında mutlaka ‘dengeli’ve ‘doğal’beslenmeliler. Bundan kast ettiğimiz şey;çok farklı şeyler yenilmesi veya belli bir besinden çok fazla tüketilmesi değil,her besin öğesinden dengeli miktarda ve doğal ürünlerle beslenilmesi. Çünkü vücudumuz ihtiyacı olan tüm maddeleri aldığında kendini daha iyi yeniler,yaralar daha çabuk iyileşir ve enfeksiyon riski daha azalır. Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak ve bağırsakların düzenli çalışması için günde en az 5 porsiyon,her renkten olan sebze ve meyveler tüketilmeli. Kan şekerinin dengede kalması ve metabolizmanın çalışması için küçük porsiyonlar halinde sık sık beslenmeli. Bunun için de günde 3’ü ana diğerleri ara öğün olmak üzere 6-8 öğün yenilmeli. Vücudun kendi kendini tamir etmesi için proteinden içeriği yüksek bir beslenme şekli benimsenmeli. Protein kaynağı olarak öncelikle balık,ardından tavuk,en son kırmızı et tercih edilmeli. Yeterli protein alımı önemli olduğu için beyaz et tüketilemiyorsa kırmızı etten kaçınılmamalı. Protein her öğünde bulunmalı. Ancak her öğünde mutlaka hayvansal protein bulunması şart değil. Baklagillerden ve peynir veya yoğurt gibi yandaş ürünlerden de alınabilir. Kurubaklagiller,tam tahıllı ekmekler gibi yüksek posa içeren besinler tercih edilmeli. Tüketilen besinlerin çok temiz olmaları gerektiği için hastalar eğer dışarıda yemek yiyeceklerse çiğ sebze,meyve ve salatalardan uzak durmalı. Aksi durumda besinlerde bulunan çeşitli mikroorganizmalar ve parazitler hastalarda enfeksiyon riskini artırır. Evde de bu tür besinler ancak çok iyi yıkandıktan sonra tüketilmeli. Enfeksiyon riskine karşı,kabuklu meyveler,tercihen soyulduktan sonra yenmeli. Doğru beslenebilmek için mümkünse bu süreçte beslenme ve diyet uzmanından destek alınmalı.

Prof. Dr. Özlem Er

Total
0
Shares
Related Posts

Soğuk Havalar Kalp Krizini Tetikliyor

Soğuk havalar gribal ve bakteriyel enfeksiyonların artmasına neden olurken, uzmanlar, hava sıcaklığının düşmesinin kalp krizi riskini arttırdığını bildirdi.

Kabızlık Deyip Geçmeyin!

'Günlerce tuvalete çıkamıyorum,' cümlesi, sık duyulan şikayetlerden biri. Uzmanlar, kabızlığın geçiştirilecek bir rahatsızlık olmadığını, mutlaka bir hekime başvurulmasını öneriyor.
Total
0
Share