Öfkenizi saklayıp biriktirmeyin!

Asıl amacımız, öfkeyi yaşamamak değil, öfkeyi yönlendirmek veya kontrol etmek olmalıdır.

Öfke hayatımızın her yanında ve anında var. Öfke istemediğiz ama bizi bırakmayan bir duygu. Öfke olmazsa da olmayacak bir yaşantı. Kimi zaman bizi biz yapan,bizi geliştiren,hedeflerimize ulaşmamızı sağlayan şey öfke. Kimi zaman bizi pişman eden,kendimizle ilgili hayal kırıklıklarına yol açan bir duygu.

Yeni çağın trendlerinden birisi de duyguları saklamak. En sakin,en dingin,öfkesini en kontrol eden olmak,sanki bir beceri gibi algılanıyor. Bu kalıplara kendimizi sokmaya çalışırken de,öfkemizi biriktiriyor,ardından olmadık bir yerde ve istenmeyen bir zamanda öfkemizi olanca yoğunluğuyla dışarı atıyoruz.

Bu nedenle asıl amacımız,öfkeyi yaşamamak değil,öfkeyi yönlendirmek veya kontrol etmek olmalıdır. Bir reklam sloganında olduğu gibi “kontrolsüz güç,güç değildir!”. Kontrol edilen öfke insanın gelişimine yardımcı olabilir.

Öfkeyi nasıl kontrol edebiliriz? İçinden 10’a kadar sayınca öfke geçer mi? Bu sorunun yanıtı maalesef “evet”değil. Aradan bir süre geçtiğinde tabii ki öfkenin şiddeti kaybolur veya azalabilir. Ancak bu süre kişiden kişiye ve olaydan olaya değişkenlik gösterir. Bu nedenle ne kadar beklemek gerekir sorusunun yanıtı yoktur. Öte yandan içimizden bilmem kaça kadar sayınca öfke geçmeyince,daha da sinirlenebiliriz.

Öfkenin en iyi kontrolü,öfkelendiğiniz anın en başında yapılabilir.
Öfkelenmeden önce,içimizden bir şeyler geldiğini hissederiz. Bazı duygularımız kabarır. Kimi zaman terleme,çarpıntı olabilir. Ağız kuruluğu gözlenebilir. Hani,“ya,şimdi öfkeleneceğim!”dediğimiz an. İşte bu anın farkına varabilirsek öfkeyi kontrol edebiliriz. O anda yapabileceğimiz bir girişim,öfkenin büyümesini,taşmasını ve kontrolümüzden çıkmasını engelleyebilir.

Öfkelendiğinizin farkına varmıyor musunuz?

O zaman öfkenizi iyi analiz etmemişsiniz demektir. Çünkü hiçbir insan o ön duyguyu hissetmeden bir sonraki aşamaya geçmez. Sadece bazı insanlar o “ön”duygunun farkına varmamışlardır. Bu yazıyı okuduktan hemen sonra kendinizi bir gözlemleyin. Örneğin yarın öfkeleneceğiniz bir olay olursa,kendinizi bir sorgulayın. Göreceksiniz,öfkelenmeden önceki duygunun farkına varabileceksiniz. Zaten onu iyice tanıdığınız zaman öfkeyle başa çıkma konusunda büyük bir adım atmış olacaksınız.

Sözünü ettiğimiz ön duygunun farkına vardığımızda uygulayacağımız yöntemler hepimizin bildiği yöntemleri sayabiliriz. İçimizden saymak,oradan uzaklaşmak gibi…Tabi ki yöntemler bununla sınırlı değil.

Prof. Dr. Kültegin Ögel

Total
0
Shares
Related Posts

Osteopatinin Fizik Tedaviden Farkı

Osteopati ve fizik tedaviyi birbirinden ayıran özellik osteopatide sadece ağrıya neden olan bölgeye tedavi uygulanmaz, ağrı nedeni araştırılır ve ağrıya sebep olan etmenler ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Total
0
Share