Obezite cerrahisinde,en sık mide küçülten ve bağırsağın bir kısmını devre dışı bırakan gastrik by-pass olmak üzere,ayarlanabilir mide bandı (kelepçe) ve midenin tüp şeklinde küçültülmesinden oluşan 3 yönteme başvuruluyor. Hastaya uygun tedavi yöntemi belirleniyor.
Riskli Bir İşlem Değil!
Dünyada son 5 yıl içinde yaklaşık 1.5 milyon insan obezite ameliyatı olmuş. Riskli bir işlem olsa bu ameliyatlar bırakılırdı. Belli standartlarda ve uygun merkezlerde yapıldığı ülkelerde izlenen 100 binlerce hastanın sonuçlarından edinilen tecrübeye göre obezite ameliyatlarının risk ya da ölüm oranları benzer diğer ameliyatlardan farklı değil.
Komplikasyonların Kaynağı Operasyon Değil
Bu ameliyatlarda mevcut olan binde 3 ile yüzde 1 arasında değişen bu komlikasyon oranının en büyük bölümü de ameliyattan çok hastanın kiloya eşlik eden kalp ve solunum problemleri ile diyabet gibi diğer hastalıklarından kaynaklanıyor. Hastaların kilolu ve diyabet hastası olmaları,yaraların iyileşmesini geciktiriyor. Bu durum da komplikasyon oranlarını yükseltiyordu. Obezite cerrahisinin yaygın olarak uygulanmasına engel olan bu sorunlar sadece küçük kesilerle yapılan laparoskopik ve robotik cerrahinin gelişmesi ile ortadan kalktı. Artık hastalar normal hayatlarına 2-3 gün gibi oldukça kısa bir sürede dönebildiği ve riskler minimum düzeye indiği için obezite cerrahisi de tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Ancak obezite cerrahisi bu konuda özel eğitim almış,ileri laparoskopik teknikler konusunda deneyimli cerrahlar tarafından uygulanmalı. Aksi halde obezite cerrahisine rağmen başarılı kilo vermek mümkün olmayabiliyor.
Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu