Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Erken Teşhis Hayat Kurtarır

Erken teşhis edilmediği durumlarda çok ağır ve masraflı tedavi gerektiren rahim kanserleri, birçok kadını 50’li yaşlardan itibaren yaşamdan ayırmaktadır.

Sağlıklı kadınlar belirli dönemlerde kontrole giderek veya aşı yaptırarak rahimde oluşan kanserlere karşı kendilerini koruyabilmektedirler. Erken teşhis edilmediği durumlarda çok ağır ve masraflı tedavi gerektiren rahim kanserleri,birçok kadını 50’li yaşlardan itibaren yaşamdan ayırmaktadır. Özellikle aşı ile korunabilen tek kanser türü olan rahim ağzı kanseri,yılda bir kez yapılacak smear (rahim ağzı akıntısından alınan örnek) testi ile oluşmadan önlenebilmektedir.

Kadınlarda kaç çeşit rahim kanseri vardır? Bunlar hangi bölgelerde yoğun olarak görülüyor?

Kadınlarda;rahim ağzı kanseri,yumurtalık kanseri ve rahim içi kanseri vardır. Türkiye genelinde elimizdeki istatistiki veriler bölgeler arasında kıyaslama yapacak kadar net değildir. O yüzden kanser oranları hangi bölgede ne kadar var,bu konuda net verimiz yoktur. Türkiye’de son birkaç yıldır bu veriler tutulmaktadır. Daha önce tahmin ediliyordu ancak çok iyi bilinmiyordu.

Rahim kanserlerinden korunmak mümkün mü?
Sağlıklı kadınlar rahim ağzı kanserinden korunabilirler. Bunun için yılda bir kez smear tahlili yaptırmak yeterli olmaktadır. Bu korunabilir bir hastalıktır. Ayrıca aşısı yapılması durumunda kansere dönüşmeden müdahale edilebilmektedir. Son yıllarda rahim ağzı kanseri kontrolüne gelen sağlıklı kadınların sayısında artış vardır. Bu hastalık kanserler içinde mikropla bulaşan çok nadir kanser türlerinden bir tanesidir. Kanserlerin çoğu hücrelerin bölünmesi sırasında oluşan genetik hatalarla ortaya çıkmaktadır. Pek çoğunun nedenini bilemeyiz. Çok az sayıda kanserin oluş sebebini bilinmektedir. Bunlardan biri de rahim ağzı kanseridir. Bu kanseri oluşturan HPV dediğimiz bir virüstür. Bu virüs insandan insana bulaşa bilmektedir. Kanseri yüzde yüz bu virüs oluşturmaktadır.

Bu virüs nasıl bulaşır?

Bu özellikle cinsel yolla,temasla bulaşan bir hastalıktır. Virüsü almak hasta olmak anlamına gelmemektedir. Virüsü alan kadınların % 80’inde vücut bu virüsü yok eder ve temizler. Ancak kadınların % 20’si ileriki yıllarda kanser olmaya aday hale gelir. Virüsün alınmasıyla hastalığın oluşması arasında en az 10 ile 20 yıllık bir süreç söz konusudur. Bu virüs,genelde cinsel yaşamın ilk yıllarında alınmaktadır. Batıda yapılan araştırmalar,üniversite öğrencilerinde,genç kadınlarda virüsün çok yaygın olduğunu gösteriyor. 30’lu yaşlarda,yani virüs alındıktan 10 yıl sonra,kanser öncesi değişiklikler ortaya çıkmaktadır.
Ancak kansere gidiş sürecinde hiçbir belirti ortaya çıkmamaktadır. Kadının tamamen sağlıklı,hiç bir şikayeti olmaz. Ama rahim ağzındaki virüs,onu kansere doğru götürür. Eğer hasta smear kontrollerine de gitmiyorsa,kanseri tanımak mümkün olmaz.
Halbuki 10 yıl sonra olabilecek bir kanseri görüp,önlemek mümkündür.

Bu kanser için genç kadın hastalığı diyebilir miyiz?
Birçok kanser tipi,hücreler yaşlandıkça,bünye yaşlandıkça ortaya çıkmaktadır. Ama rahim ağzı kanserinde 30’lu yaşlarda kanser öncesi değişiklikler başlamaktadır,40’lı 50’li yaşlarda kanser ortaya çıkmaktadır ve ölümlere neden olmaktadır. Dünya geneline baktığınızda sağlık sistemi gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı azalmıştır. Çünkü smear,sağlıklı birçok kadına ulaştırılabilmiştir. Buna karşın sağlık sisteminin iyi olmadığı ülkelerde çok sık görülür. Bu hastalık için dünya sıralamasına baktığınızda meme kanseri,kalın bağırsak kanseri ve 3’üncü sıraya yerleşen rahim ağzı kanseri vardır. Bu hastalık hiçbir sağlık şikayeti olmayan kadınlara yılda 1 kez smear aldırarak önlenmektedir.

Türkiye’de görülme sıklığı nedir?

Bu hastalık Türkiye’de,diğer Avrupa ülkelerine göre daha az görülüyor. Türkiye’de az görülüyor ama çok öldürüyor. Görülme sıklığına göre rahim ağzı kanserinde ölüm oranımız çok yüksektir. Çünkü erken dönemde teşhis edilememektedir. Ancak tüm dünyada cinsel yaşama sahip 2 kişiden biri bu virüsü almaktadır. Bu virüsü almak hastalık anlamına gelmemektedir.

Peki,ne yapmak gerek?
Kız çocuklarında 11-12 yaşlarından itibaren diğer aşılar;gibi HPV aşısı yapmak gerekmektedir. Kanser aşılarıyla birlikte smear taramalarını yapılması gerekmektedir. Kanser aşıları,30’lu 40’lı yaşlarda da yapılabilmektedir. Eğer kadın o yaşa kadar bu virüsü almadıysa aşı onu da koruyacaktır. Bir üst yaş limiti yoktur. 50 yaşına kadar yapılabilmektedir. Bu aşılar güvenli görünen aşılardır. Bugüne kadar aşı sonrası yan etkileri ve ölüm bildirilmemiştir. Bu aşıların yapılması önemlidir. Ama smear da çok önemlidir. Bir kadın mümkünse her yıl,değilse,bir kaç yılda bir mutlaka smear yaptırmalıdır. Ama bu aşıları ülke geneline yayabilirsek,bundan 10 yıl sonra kimseye smear aldırın demek zorunda kalınmayacaktır.

Kadın bu aşıyı yaptırmamış ve HPV virüsü,rahim ağzı kanserine dönüşmüşse nasıl bir yol izlenmektedir?

Rahim ağzı kanserinin tedavisi çok ağırdır. Eğer rahimde bir kitle oluşmuş ve tüm vücuda yayılma ihtimali varsa,bunun tedavisi çok ağır bir süreçte ilerler. Ciddi ameliyatlar ve ışın tedavisi gerektirir. Çok masraflı bir tedavidir. Hasta ışın tedavisine 1 ay boyunca her gün girer.

Hastalık kadının doğurganlığına etkiler mi?
Hastalık gelişmişse bir kadının doğurganlığını ortadan kaldırabilir. Rahmi aldırdıysanız veya ışın tedavisi yaptırdıysanız,yumurtalıkları iflas ettirir. Bu aşamalara gelindiyse kişinin doğurması çok zordur. Ama kanser öncesi aşamalarında doğurganlığa etkisi yoktur. Bu hastalıkta yaşam tarzı çok önemlidir. Çünkü cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Dolayısıyla kadının ya da erkeğin yaşanılan boyunca birlikte oldukları cinsel partner sayısı ne kadar yüksekse,kadının bu virüsü alma riski de o kadar fazladır. Erkeklerde bu hastalık oluşmamaktadır. Ama mikrobu taşırlar.

Prof. Dr. Mehmet ali Vardar

Total
0
Shares
Related Posts
Total
0
Share