Çocuğunuz Et Yedi, Süt İçti Bu Yeterli mi?

Çocuklarınızın sağlıklı bir beyin gelişimine sahip olması için en önemli şart sağlıklı beslenmedir.

Çocuklarımızı doğru beslemeye çalışırken sığındığımız en önemli liman proteindir. Özellikle de hayvansal proteinin büyüme çağında gerekli olduğunu ve sütten aldığımız kalsiyumun kemik ve dişlerimizi güçlendirip boyumuzu uzattığını biliriz. Maalesef aynı bilgi ve kanı;çok önemli olan sebze,meyve ve sağlıklı yağlar konusunda yoktur.

Macrobesinler ve Microbesinler

Besinler aslında 2’ye ayrılır. Makrobesinler ve mikrobesinler.

Makrobesinler:Protein,karbonhidrat ve yağlardır. Yani et,tavuk,balık,süt ürünleri gibi proteinler;ekmek,makarna,pilav gibi tahıllar ve zeytinyağı,tereyağı yağlar gibi yiyecekler makrobesinlere örnektir.

Çocuklara sebze ve meyve yedirmenin yararlı olduğunu biliyorsunuz ama ne kadar hayati olduğu konusunda fikriniz var mı?

Çocukların kas kemik ve boy gelişimine verdiğimiz önemi beyinlerinin gelişimine veriyor muyuz?

Çocuklarda özellikle dikkat eksikliğinin bu kadar yaygınlaştığı günümüzde tüm sorumluluğu televizyon,bilgisayar ve cep telefonlarına yüklemek doğru mu?

Genetik bilimindeki yeni buluşlar beslenme biliminde yeni bir çağ başlatmış bulunuyor. Genetik ve beslenmenin buluştuğu genç bir bilim dalı Nutrigenomikdir. Bu alan bize moleküler beslenme diye yeni bir alanın kapısını açmaktadır.

Bu bakış açısıyla size bugüne kadar ihmal edilmiş bir alan olan mikrobesinleren bahsetmek istiyorum.

Çocuğunuz et yedi,süt içti,peki 14 vitamin,25 mineral ve 10.000 tane fitokimyasal bunların içinde var mıydı?

Bunların eksik olmasının çocuğunuza etkileri nedir? Boyunu uzattınız ama başka gözden kaçırdığınız ne var? Örnek olarak,günlük şu kadar c vitamini tüketmelisiniz deriz ama genelde bunu ne kadar yemeniz gerektiği,c vitamini kaynaklarının ne olduğu konusunda biraz kafa karışıklığı yaşarız. Her çocuk patates kızartması,köfte,pilav ve çikolatayı sever ama bunların yanında sağlıklı yiyecekleri yedirmekte zorlanıyorsanız o zaman evet sorun büyük. Bunları vitamin hapları olarak vermek sorunu çözmüyor. Mikrobesinleri çocuklarınızın yediği yiyeceklerin içinde vermelisiniz. Mikrobesin zengini yiyecekler ise meyveler,sebzeler,koyu yeşil yapraklı lifli sebzeler (ıspanak,pazı,marul,roka ve diğerleri),bakliyatlar,mercimekler ve çok önemli bir grup kavrulmamış kuruyemiş ve çekirdekler.

Çocuğunuzun sağlıklı beyin gelişiminin yanı sıra ileri yaşlarda başına gelecek hastalıklara,obez olup olmayacağına ve yaşlılığının hastalıklarla boğuşarak ve acı içinde mi geçip geçmeyeceğine kadar etkiliyorsunuz. Kalp hastalığı çocuklukta başlar. İnsanların %80’inin kalp hastalıkları ve kanserden öldüğünü biliyor musunuz? Evet,çocuk büyütmek sorumluluk ister ve bu sadece boyunu uzatmak ve iyi okullarda okutmakla sınırlı değildir.

Journal of Epidemiology and Community Health dergisinin yayımladığı bir çalışmaya göre 4000 çocuk doğumdan itibaren 8 yıl boyunca takip edildi. Henüz yürümeye başlamış ufaklıkların mikrobesinlerden zengin sebze ve meyvelerden zengin beslendikleri zaman 8 yaşına ulaştıklarında yağlı ve şekerli işlenmiş gıdaları tüketen yaşıtlarıyla kıyaslandıkları zaman daha yüksek IQ seviyelerinde oldukları görüldü. Tükettikleri gıdaların farklılığı beyin işlevlerinde uzun vadede çarpıcı etkilere neden oldu. Başka bir deyişle daha zekiydiler.

Çocukların beslenmesi her yaşta beyin gelişiminde önemli rol oynuyor.

Beyin gelişimi hayatın ilk birkaç yılında en hızlı seviyededir. Erişkinliğe kadar da devam eder. Bu nedenle çocukların yeterli beyin gelişimini garantilemek için her yaşta mikrobesinlerden zengin beslenmesi çok önemlidir. Kendileri de mikrobesinlerden zengin beslenen anneler sütleri aracılığı ile çocuğun beyin gelişimini sağlayan bu mikrobesinleri bebeklerine geçirirler. Anne sütüyle beslenen bebekler 1 yaşına ulaştıklarında hazır formül sütlerle beslenen bebeklere kıyasla daha yüksek IQ seviyelerine sahiptir. Yine aynı şekilde ilk bir yıl anne sütüyle beslenen bebekler erişkinliğe ulaştıklarında daha büyük beyine sahiptirler. Bunun sebebi anne sütünün bir tür omega 3 yağ olan beyin hücre zarının yapısının ana bileşeni olan DHA’dan zengin olmasıdır. Anne sütü DHA’nın yanı sıra beyin gelişiminde ve sağlıklı bir bağışıklık ve solunum yolları gibi çocuk sağlığında elzem olan daha başka pek çok besini de içerir.
Katı gıdalara geçildikten sonra çok miktarda sebze ve meyve verilmesi de çocuk 4 yaşına geldiğinde yine daha yüksek IQ ve daha iyi hafıza anlamına geliyor. Okul çağı çocuklarda ise vitamin ve mineral eksikliği kadar artmış kolesterol tüketimi de azalmış zeka ve kötü okul performansına yol açıyor.

Çocukların antioksidan zengin beslenmesi yine beynin antioksidan desteğini karşılıyor.

Beyin vücudun bütün kısımlarından daha fazla oksijen kullanır ve daha çok enerji üretir. Bu da onu oksidatif strese karşı daha duyarlı hale getirir. Oksidatif stres (vücudun ürettiği ve hücreye zarar veren serbest oksijen radikallerinin sebep olduğu hasar) ve inflamasyon(vücudun ihtiyaç duyduğu mikrobesinler karşılanmazsa hücrenin işlevlerinde yetersizlik oluşması sonucu oluşan durum) kontrolsüz miktarda serbest radikal üretimine neden olur. Serbest radikaller hücreye zarar verir hatta ölümüne neden olur. Hücreler kendi antioksidan savunma enzimlerine sahiptir ancak %100 koruma sağlayamazlar ve beslenme ile dışarıdan antioksidan desteğine ihtiyaç duyarlar. Antioksidan mekanizmaların yetersiz kalması beyin yaşlanmasının en önemli sebebidir ve Parkinson ve Alzheimer gibi sinir dejenerasyonu hastalıkları ile bağlantılıdır. Böylece besinlerin antioksidan içeriğinin zengin bitkisel bazlı yiyeceklerden zengin olması yine yüksek IQ değerleri ile bağlantılıdır.
Çocukların hayatlarının erken döneminde koyu yeşil yapraklı sebzeler(ıspanak,pazı,turpotu vs tüm Akdeniz otları,renkli sebzeler,brokoli,karnabahar,lahana ve zengin beslemek yeterli beynin yapısal ve gücünün maksimuma ulaşması için gerekli olan fitokimyasallar,antioksidanlar,yağ asitleri ve diğer tüm mikrobesinlerden zengin beslenmeyi sağlamanın tek yoludur. Bunların hepsi aynı zamanda zengin protein ve kalsiyum kaynaklarıdır.

Dr. Nurhayat Gül

Total
0
Shares
Related Posts

Imsı Döllenme Şansını Yüzde 25 Artırıyor!

IMSI tekniği ile seçilmiş sperm enjeksiyonu, standart tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamaları ile karşılaştırıldığında, canlı sperm hücresine hiç zarar vermeden spermin ileri düzeyde morfolojik analizinin yapılmasına imkan sağlıyor.
Total
0
Share