Beslenme düzenimizden bağımsız olarak birçok hormonal problemler kişilerde şişmanlığa neden olabilir. Bunların başında tiroit bezinin az çalışması gelmektedir. Çünkü tiroit bezi vücudumuzun metabolizma hızını belirlemektedir.
Şeker hastalığının öncül formu olan ve insülin direnci diye bilinen klinik tablo da yine kişinin beslenmesine dikkat ettiği halde kilo vermesine engel olabilmektedir. Bu tabloda kişilerin kan şekeri seviyeleri normal,ancak açlık insülin seviyeleri yüksek olabilmektedir. Bu kişilerde uzamış açlıkta şeker yükleme testinde bozukluk ortaya çıkmaktadır. Bu kişilerin kilo almaları da sağlıklı insanlara göre daha kolay olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre geceleri kalkıp yemek yeme sendromu olan kişilerin yaklaşık yarısında insülin direnci olduğu tespit edilmiştir.
Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması,şişmanlığın ve kilo verememenin nedenlerinden biridir. Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması kişide şişmanlıkla birlikte yüksek tansiyon,vücutta kıllanma,mor renkli çatlaklar ve boyunda deve hörgücü şeklinde bir yağ birikmesi ile kendini göstermektedir.
Kadınlarda yumurta çatlama kusuru ile birlikte giden polikistik over denilen bir hastalık da kilo verememenin nedenleri arasında anılmaktadır. Bu hastalık kilo verememenin yanı sıra vücutta sivilcelenme,kıllanma ve uzamış adet süreleri ile kendini göstermektedir.
Kansızlık ve vitamin eksikliği gibi durumlarda vücudun eksik olan bu yiyeceklere karşı aşırı istek duyması ve bu isteği kontrol edememesi ile de yine kilo vermek diyet yapıldığı halde zorlaşabilmektedir.
Normalde diyetle beraber verilmesi gereken kilo ne olmalı?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre önerilen kilo kaybı haftada 0,5-1 kg arasıdır. Bu da ayda 2-4 kg’a tekabül eder. Eğer kişi obez yada morbid obez ise ya da bir ameliyata hazırlamak gibi hızlandırılmış bir kilo verme süreci gerektiriyorsa haftada 1,5 kg’lık kilo kayıpları da söz konusu olabilmektedir. Yani ayda 6 kg’lık kilo kayıpları sağlıklı bir süreç sayılabilir. Günümüzde sözü geçen popüler diyetler,zayıflama ilaçları v.b. ile haftada 5 kg,2 haftada 8 kg verdirmeyi vaad eden yöntemler bilimden uzaktır. Çünkü bu diyetler öncelikle vücuttan su kaybı,ardından da kas kayıplarına neden olmaktadır. Kilo kaybetmek esas olarak bizim yapı taşlarımız olan kas ve su kaybı değil,yağ kaybı olmalıdır. Uzun vadede bu kayıplar,kişide farklı sağlık problemlerine davetiye çıkarmaktadır.
Dyt. Hümeyra Taşcıoğlu