Çoğunda Bilinen Risk Faktörü Yok
Kadın cinsiyet,meme kanseri için en önemli risk faktörlerinden. Erkeklerde de meme kanserine rastlanır ancak toplumda her 100 kadın meme kanserine karşılık 1 erkek meme kanseri görülmesi,bu konuda dikkatimizin kadınlar üzerine toplanmasına neden oluyor. Öte yandan yaşam boyu her sekiz kadından birinin meme kanserine yakalandığını ve meme kanseri tanısı konulmuş hastaların çoğunda bilinen risk faktörlerinin mevcut olmadığını göz önüne alırsak “Her kadın meme kanserine adaydır“demenin pek de yanlış olmayacağı sonucuna varabiliriz.
Meme kanserine dikkat çekmek için hazırladığımız bu yazı dizisinde Acıbadem Meme Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras,hastalığın dünyadaki ve Türkiye’deki istatistiklerini değerlendiriyor,elle muayenenin önemini anlatıyor ve kadınlara tavsiyelerde bulunuyor.
Prof. Dr. Cihan Uras,meme kanseri vakalarının dünya genelinde artış gösterdiğini söylüyor:”Meme kanseri,tüm dünyada kadınlarda en sık tanı konulan,yaşamı tehdit eden ve ölüme yol açan kanser türü. ABD’de yaşam boyu her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri,tüm kanserlerin yüzde 29’unu oluşturuyor ve ölüm sıralamasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada. Aynı ülkede 2013 yılında kadınlarda yaklaşık 232 bin,erkeklerde 2 bin 240 yeni invazif meme kanseri olgusunun ortaya çıkacağı öngörülüyor.
Meme Ultrasonu ya da Mamografi Ne zaman Çektirilmeli?
Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre,ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü aşağıdaki gibi:
20-40 yaş arası:Ayda bir elle muayene,iki yılda bir klinik muayene.
40-49 yaş arası:Ayda kere elle muayene,yılda bir klinik muayene,birinci derece akrabalarda meme kanseri varsa iki yılda bir mamografi çekimi.
50-69 yaş arası:Ayda bir elle muayene,yılda bir klinik muayene,iki yılda bir mamografi çekimi.
Bu protokol,ABD’deki the US Preventive Services Task Force (USPSTF) adlı kuruluşun 2009 yılında güncellediği meme kanseri tarama kılavuzuyla benzerlik gösteriyor. Ancak ABD’deki bu konuyla ilgili bir diğer önemli kuruluş olan The American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG),USPSTF’nin bu protokolünü ayrıntılarıyla değerlendirmeye almış olmakla birlikte,halihazırda yürürlükte olan,kendisine ait kılavuzun arkasında durmaya devam ediyor. ACOG protokolüne göre,40-49 yaşları arasındaki kadınlara 1-2 yılda bir,50 yaşın üzerindeki kadınlaraysa yılda bir tarama mamografisi yapılması öneriliyor.
Üreme ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri Etkili
20’nci yüzyılın son çeyreğinde meme kanseri sıklığı tüm dünyada artış gösterdi ve en yüksek oranlar batılı ülkelerde izlendi. Bu eğilime sebep olarak tarama mamografilerinin yaygın olarak kullanılmaya başlanması gösterildi. Ek olarak,üreme özelliklerindeki değişimler (az çocuk yapma,geç yaşta anne olma) ve yaşam tarzındaki farklılıklar (batı tipi beslenme,fiziksel aktivitede azalma,şişmanlık oranlarında artma,doğum kontrol amacıyla veya menopoz yakınmaları için eksojen hormon kullanımının yaygınlaşması) bu artışa katkı sağlamış olabilir.
Amerika’daki Vakalarda Azalma Var
21’inci yüzyılın başlarında meme kanseri insidansı ABD,İngiltere,Fransa ve Avustralya gibi batılı ülkelerde belirgin düşüş gösterdi. ABD’de 1999-2005 yılları arasında kadın meme kanserlerinde yıllık yüzde 2.5 oranında azalma saptandı. Bunun kombinasyon tipi hormon replasman tedavisindeki azalmaya bağlı olduğu ileri sürüldü. 2008 yılında kadın meme kanseri insidansı Afrika’nın doğusunda 100 binde 19.3’ken Batı Avrupa’da bu oran 100 binde 89.9 olarak bulundu.
Afrika’da Ölüm Oranları Artıyor
Sağlık Bakanlığı verilerine göre,ülkemizde 2005 yılında kadınlarda meme kanseri insidansı 100 binde 35.42 saptandı,2008 yılındaysa bu oranın 40.7 olduğu bildirildi. Kuzey Amerika’da ve Avrupa’nın bir kısmında,erken tanıyla tedavideki belirgin ilerlemeler sayesinde,meme kanserinden ölümler son 25 yıldır azaldı. Buna karşın çoğu Afrika ve Asya ülkesinde (Uganda,Güney Kore,Hindistan) meme kanserine bağlı ölüm oranları artıyor.”
Sağlık Editörü