Kızamık hayatı tehdit eden ve merkezi sinir sisteminde kötü iz bırakabilen bir takım kötü sonuçları olduğu ve kanıtlanmış ve kabul görmüş bir tedavisi olmadığı için aşı ile korunması gereken bir hastalıktır. Kuluçka devresi 10-12 gündür,ateş,mide bulantısı,göz aklarında kızarıklık,burun akıntısı ve bronşitle karakterize 2-4 gün süreli bir başlangıç evresi vardır. Daha sonra ateş daha da yükselir ve baştan başlayıp kol ve bacalara yayılan,yüzde ve gövdede daha belirgin olan döküntüler olur,sonradan döküntüler solarak kaybolur. Kızamık sonrasında orta kulak iltihabı,zatürre,ensefalit denilen beyin etkilenmesi görülebilir. Aşılamada amaç çocukları kızamık enfeksiyonu ve ciddi kötü etkilerinden korumak ve yaşam boyu bağışıklık sağlamaktır.
Ülkemizde aşılama programı sayesinde 2007 yılında kızamık vaka sayısı 4’e kadar inmişken Aralık 2010’dan Mart 2011’e kadar 33 kızamık vakasına rastlanmış olup bu vakaların hepsi İstanbul’da ortaya çıkmıştır. İlk vaka turistlerin yoğun olarak bulunduğu Çemberlitaş’tan çıkmıştır. 15 vakada ülkemizde daha önce görülmeyen Avrupa ülkeleri kaynaklı Kızamık virusu saptanmıştır. En küçük vaka 9 aylık,en büyük vaka 35 yaşındadır. Vakaların büyük bölümü 20-35 yaş arasındadır. Yayılmayı engellemek için yetişkinlerin rutin aşılanmasına gerek olmadığı,sadece yaş durumuna bakılmaksızın kızamıklı vaka ile temasta bulunan kişilerin aşılanması gerektiği bildirilmiştir.
Dr. Yunus emre Mercan