Atopik Dermatitli Hastaların % 50’sinde Astım ve Alerjik Rinit Gelişir

Atopik dermatitden korunmak ve yakalanmamak için yapılması gerekenler…

Atopik Dermatit Nedir?
Atopik dermatit,kaşıntı ve deri döküntüsü ile seyreden bir deri hastalığıdır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bağışıklık sistemi,genetik faktörler,çevresel faktörler,infeksiyöz ajanlar ve derinin bariyer fonksiyonlarındaki bozukluklar hastalığın oluşmasında rol oynayan en önemli faktörlerdir.
Atopik dermatit,bebek ve çocuklarda en sık görülen deri hastalıklarından birisidir. Görülme sıklığı çocuklarda %17 iken,erişkinlerde ise %1–3 arasındadır. Son 20–30 yılda hastalığın görülme sıklığı giderek artmaktadır. Bu artışta;şehir yaşamı,başta ev tozu akarları olmak üzere alerjenlerle artmış temas,çekirdek aile yaşamı,Staphylococcus aureus adı verilen mikroorganizmalarla oluşan enfeksiyonlar,anne doğum yaşının giderek yükselmesi,anne sütüyle beslenmenin azalması ilk sıralarda suçlanmaktadır.

Hastaların %60’ına Yaşamının İlk Yıllarında Atopik Dermatit Görülür
Atopik dermatitli hastalarda genellikle doğumdan sonraki 2-3 ay içinde belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Hastaların %60’ına yaşamın ilk yılında tanı konulmaktadır. Hastalık bebeklerde,çocuklarda ve erişkinlerde farklı klinik görünümlerde olabilir.
Bebeklerde yanaklarda,diz ve dirseklerde kırmızı zeminde sulantılı,kepekli egzama şeklinde olan belirtiler yaş ilerledikçe kol ve bacakların kıvrım bölgelerine yerleşme eğilimi gösterir ve zamanla kırmızı-mor renkli,kuru,kepekli,kabalaşmış bir deri görünümü oluşabilir. Belirtiler bazen tüm vücuda yayılabilir.
Özellikle erişkinlerde el-ayak egzaması şeklinde belirtiler de görülebilir. Kaşıntı oldukça belirgindir ve bazen çok artarak hastanın uykusuna dahi engel olabilir. Kaşıntı-kaşıma döngüsü belirtilerin daha da artmasına neden olur.

Tanı İçin Temel Bulgular Nelerdir?
Hastalığın tanısı tüm dünyada geçerli olan tanı kriterlerine göre konulur. Özellikle kuru deri,kronik veya tekrarlayan dermatit,kaşıntı,ailede atopik dermatit ya da diğer atopik hastalıkların olması gibi belirtiler tanı için çok önemlidir. Tanı için gerekli olan temel bulgular;kaşıntı,deri belirtilerinin yaşa uygun dağılımı,kronik ve tekrarlayan dermatit ve kişisel veya ailevi atopi öyküsü olmasıdır. Bunun dışında deri kuruluğu,deri enfeksiyonları,özgün olmayan el ve ayak dermatiti,serumda IgE yüksekliği,erken tip deri testleri pozitifliği,terleme ile kaşıntının artması,gıda ve yün intoleransı,avuç içi çizgilenmede artış,kol ve bacakların dış kısımlarında yolunmuş tavuk derisi görünümü,gözaltlarında çizgilenmeler,kaşların dış kısımlarında dökülme ve meme başı egzaması gibi diğer bulgularda tanı için kullanılan diğer yardımcı kriterler arasında sayılabilir.

Atopik Dermatitli Çocukların %50’den Fazlasında Astım Gelişir

Atopik dermatit küçük çocuklarda daha şiddetli ve daha inatçı olma eğilimi gösterir. Hasta büyüdükçe hastalığın şiddeti genellikle azalır. Bazen kendiliğinden iyileşebilir. Atopik dermatitin yaygın olması,erken başlaması,ilave olarak astım ve saman nezlesinin olması,serum IgE seviyesinin yüksekliği,ailede atopik dermatit öyküsünün bulunması hastalığın ileriki seyri açısından olumsuz faktörlerdir. Atopik dermatitli çocukların %50’den fazlasında astım,%50-80’inde alerjik rinit (alerjik nezle/saman nezlesi) gelişir. Dermatiti şiddetli olanlarda astım ve gıdalara ya da çevresel alerjenlere duyarlılık gelişme riski de yüksektir. Bu nedenle tanının erken konması ve hastalığın tedavi edilmesi çok önemlidir.

Atopik Dermatit’in Tedavisinde Yapılması Gerekenler
Tedavi ile hastalık kontrol altında tutulabilir. Verilecek tedavilerle birlikte hasta ve ailenin de hastalığı artıracak faktörlerden sakınmaları için eğitilmesi gereklidir. Hasta ve ebeveynlerin mutlaka bilgilendirilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Atopik dermatitli hastaların derileri aşırı kurudur. Bu hastaların deriyi kurutacak sabunlar yerine uygun temizleyiciler kullanması ve derinin düzenli olarak nemlendirilmesi gerekir. Hastalara ılık suda günde bir kez kısa süreli banyo yapmaları ve nemlendiricili bir temizleyici kullanılmaları önerilir. Banyodan sonra kurulanmalı ve banyodan çıkar çıkmaz ilk 3-5 dakika içinde nemlendirici sürülmelidir. Bunun dışında günlük olarak derinin nemlendirilmesi çok önemlidir. Kullanılan nemlendiricilerin atopik deri için uygun olmasına ve boya veya parfüm içermemesine de dikkat edilmelidir.
  • Atopik egzamalı hastalar ortam ısısındaki ani değişimleri tolere edemezler. Bu sorunun önüne geçmek için hastaların ani ısı değişimlerinden kaçınması ve ısıyı hapseden sıkı giysilerden sakınmaları lazımdır.
  • Soğuk havalarda nem oranı düşer ve atmosferle denge halinde bulunan deri nem oranı azalır. Bunun sonucunda kuruyan deri daha kolay tahriş olur. Ortam nemlendiricileri ile evlerdeki nem oranının yüzde 50’nin üzerine çıkarılması derinin rahatlamasını sağlar.
  • Hastalarda terleme ile kaşıntı artacağı için çok terlememeleri,pamuklu ve teri emen giysiler giymeleri önerilmelidir. Yünlü giysilerden de kaçınılmalıdır. Yeni giysiler deriyi tahriş edebilecek maddeleri uzaklaştırmak amacıyla mutlaka yıkandıktan sonra giyilmelidir. Çamaşır,giysi ve yatak takımlarının yıkanması sırasında deterjanlar ve yumuşatıcılar kullanılmamalı,mümkünse sabun veya sabun tozu ile yıkanmalı ve çok iyi durulama yapılmalıdır.
  • Yatak takımları,ev tozu akarlarından (gözle görünmeyen hastalığın artışına neden olabilen canlılar) sakınılması için en az haftada bir kez değiştirilmeli ve 60 derecelik yıkama programlarında yıkanmalıdır. Ev tozu akarları en önemli aeroallerjenlerdendir. Özellikle yatak odası başta olmak üzere evin diğer bölümlerinde halı kullanılmaması,eğer varsa,bunların mümkünse her gün tercihan akarlara yönelik filtresi olan elektrik süpürgesiyle süpürülmesi gereklidir.Ev tozu akarlarını en aza indirmek için odalar her gün havalandırılmalıdır. Bebeklerin tüylü oyuncaklarla oynaması da uygun değildir.
  • Atopik dermatitlı çocuklarda besin alerjisi de görülebilir. Hastanın diyetinden alerjen (alerjiye neden olan) besinin çıkarılması,belirgin klinik iyileşme sağlamakla birlikte yumurta,buğday unu,süt,soya,yer fıstığı gibi alerjen gıdalardan tam olarak kaçınılması oldukça zordur. Süt ve yumurta çocuğun gelişiminde önemli gıdalar olduğu için bu besinler yedirildiğinde egzamasının alevlenip alevlenmediğini kontrol edilmelidir. Yumurtanın iyi pişmiş olması alerji olasılığını düşürmektedir. İlk 3 aylık dönemde sadece anne sütüyle beslemek egzamadan koruyucudur. Besinlerde bulunan gıda koruyucuları ve renklendiriciler de belirtilerin artmasından sorumlu olabilir. Deri kuruluğu kaşıntıyı daha da artırır. Kaşıntı kaşıma döngüsü belirtilerin daha da artmasına yol açar. Bu nedenle kaşıntının önlenmesi gereklidir.
  • Özellikle çocuk hastalar kaşıntı nedeniyle uykusuz ve huysuz olabilirler,uyku veren kaşıntı ilaçları bu hastalarda oldukça yararlıdır.Lokal kortikosteroidler hafif ve orta şiddetteki olgularda genellikle ilk seçenektir. Kortikosteroid içeren krem veya merhemler,egzamanın tipine (sulantılı veya kuru),hastanın yaşına,belirtilerin yerleştiği yer gibi özelliklere dikkat edilerek seçilir. Bunların günde 1 veya 2 kez kullanımı yeterlidir. Hastalık kontrol altına alınınca steroidin potensi (gücü) azaltılmalı veya kesilmelidir. Hastalık kontrol altına alındıktan sonra haftada iki kez kullanımı yeterli olabilir. Kortikosteroid içeren krem veya merhemlerin çok uzun süre ve bilinçsiz olarak kullanılması ile deride incelme gibi lokal yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle kortikosteroid içeren krem/merhemler sadece doktorunuzun önerdiği şekilde ve sürede kullanılmalıdır. Dikkat edilmezse deriden emilerek sistemik yan etkilere de yol açabilir. Hastalığın akut alevlenmesi kontrol altına alındıktan sonra lokal kalsinörin inhibitörleri olarak adlandırılan ilaçlar tedaviye eklenir. Bunlar deride incelme yapmadıkları için daha uzun süre kullanılabilirler.
  • Yaygın tutulumda veya lokal tedaviye cevap alınamayan durumlarda güneş ışınları [UVA (ultraviyole A),UVB,PUVA gibi] veya sistemik tedaviler kullanılabilir. Burada hangi ilacın seçileceği hastanın yaşı,belirtilerin şiddeti,daha önce kullandığı tedaviler,başka hastalık olup olmaması gibi faktörler göz önüne alınarak doktorunuz tarafından belirlenir.


Komplikasyonlar

Atopik dermatitli hastalarda tedaviye rağmen deride bakteriyel ve viral enfeksiyonlar (uçuk gibi) görülebilir. Kaşıma sonucu deride oluşan küçük yaralar mikropların vücuda girmesini kolaylaştırır. Bazen dermatit tüm vücuda yayılarak “eritrodermi”denilen tabloya neden olabilir. Atopik dermatitli çocukların %50’den fazlasında astım,%50-80’inde alerjik rinit (alerjik nezle/saman nezlesi) gelişir. Ayrıca hastalarda tedaviye uyum gösterilmemesi nedeniyle de bazı komplikasyonlar görülebilir.

Atopik Dermatitten Korunmak İçin:

  • Öncelikle bilinmelidir ki bebeğin ilk altı ayında anne sütü ile beslenmesi atopik dermatitten koruyucudur. Eğer bebeğin duyarlandığı bir yiyecek varsa bu yiyecek diyetten çıkarılmalıdır. İnek sütü alerjisi varsa inek sütü yerine hipoalerjenik süt ile besleme önerilmelidir.
  • Doğum öncesi dönemde annenin sigara içiminin azaltılması alerji riskini azaltır.
  • Gebe annelerin ve daha sonra bebeklerin probiyotiklerle beslenmesi,pasif sigara içiciliğin önlenmesi,ev tozları gibi alerjenlerden sakınılması için gerekli önlemlerin alınması önerilir.
  • Atopik dermatitli gençlerde iş seçimi de son derece önemlidir. Bu kişilerde sürekli tahriş edici maddelerle karşılaşılabilecek işler uygun değildir.

Prof. Dr. Serap Utaş

Total
0
Shares
Related Posts

Bilgisayar başında uzun süre kalmayın!

Zamanının çoğunu hiç hareket etmeden bilgisayar başında geçiren pek çok kişi, akciğer embolisi, yani akciğer damarlarının pıhtı ile tıkanması tehlikesi ile karşı karşıya.

Diş Çekimi Öncesi ve Sonrası Bunlara Dikkat Edin!

Günümüzde, bilimsel ve teknolojik ilerlemenin diş hekimliği bilimine katkıları sayesinde, öncelikle dişi tedavi etmek ve ağızda tutmak hedeflenmekle birlikte, bazı durumlarda, hasta sağlığını koruma amacıyla diş çekimine başvurulmaktadır.
Total
0
Share