Erişkinlerde Hiperaktif Olur!

Çocukken DEHB’si olanların yaklaşık üçte birinde bu bozukluk net biçimde erişkin dönemde de devam eder.

Hiperaktif Çocuk Tamam,ya Hiperaktif Erişkinler?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan ve ergenlikte de devam eden bir hastalık aslında. Dikkati dağınık çocuk dalgındır. Okula başladığında her gün kalem,silgi gibi ufak tefek ya da mont,kaban gibi büyük eşyalarını kaybeder. Dikkati dağınık ya da eksik çocuğun velisi okuldaki öğretmenden en çok şu cümleleri duyar:“Aslında çok zeki,potansiyeli var ama yeterince dersle ilgili değil. Sanki ders sırasında burada değil. Dalıp gidiyor”. Hiperaktif çocuğu ise “motor takılmış”gibi tanımlamak yanlış olmayacaktır. “Sınıfta hiç oturmuyor,kıpır kıpır. Derste sürekli konuşup dersi bölüyor. Sık sık dışarı çıkmak istiyor”gibi cümleler öğretmenlerin en çok söylediği ve velilerin en çok duyduğu cümlelerdir. Bir çocuğun hem dikkatinin dağınık ve eksik olduğunu hem de aynı anda hiperaktivitesinin olduğunu düşünelim. Öğrenmenin temelinde dikkat önemli bir yer tutmaktadır. Hem dikkatini yoğunlaştıramayan hem de hareket halinde bir çocuğun öğrenme süreci uzamakta ya da bazen tamamen bozulmaktadır. Bu tip çocuklar “yaramaz”ya da “başarısız”damgasını ömürleri boyunca taşımak zorunda kalabilirler.

Çocuklardaki DEHB’yi tanımak,teşhis etmek ve tedavi etmek,bu hastalığı tanımaya başladıkça daha kolay hale geldi ancak madalyonun bir tarafında erişkin yaşlarda da bu hastalığın devam etmesi gibi bir durum söz konusu. Çocukken DEHB’si olanların yaklaşık üçte birinde bu bozukluk net biçimde erişkin dönemde de devam eder.

Erişkinlerde Hiperaktivite

Randevularına Geç Kalırlar
İş,arkadaş ya da eğlence hayatı farketmez. Hep geç kalırlar. Hep de bir bahaneleri vardır. Saat konusunda,bir yerlere yetişmek konusunda güvenilir değillerdir.

Dezorganizedirler
Her günün sonunda o gün yapılması gereken birçok şeyi yapamamış olmaktan yakınırlar. Uzun vadeli planları çoğu zaman yoktur,günü kurtarmaya yönelik planlarının çoğu gerçekleşmezler.

Unutkandırlar
Olayları önemsemedikleri için değil dezorganize oldukları için çoğu zaman unuturlar. Söz verirler unuturlar,plan yaparlar unuturlar,faturaları unuturlar…

Dürtüseldirler
En son söylenecek lafı en önce söylerler. Çabuk parlarlar ama sonunda pişman olurlar. Gözü karadırlar,herkesten önce atılırlar,öne çıkarlar ve çoğu zaman da stratejik olamadıkları için hep kaybederler. Özel ilişkilerde dağınık,fazla ısrarcı ve çekilmez olabilirler. Dikiş tutturamamaktan yakınırlar. Olmayacak ilişkilerin içinden çıkamazlar. Uygunsuz ilişkilerim içinde bulurlar. Cinsel yaşamları sıkıntılıdır. Pişmanlıklarla dolu bir cinsel hayat yaşayabilirler.

Bağımlılığa Yatkındırlar
Alkol,sigara ve diğer maddelere daha yatkındırlar. Sakinleşmek için kullandıkları alkole bir anda bağımlılık geliştirebiliriler. Çoğu zaman madde bağımlılığının altında aslında sakinleşmek ve kendini rahatlatmak yatar.

Depresiftirlerdir
Sık sık hata yaptıkları,insanları kırdıkları,plansız programsız ve dağınık oldukları ve insanlar tarafından bu konuda hep suçlandıkları için çoğu zaman depresiftirler.

Tedavide yapılması gereken en önemli şey,klinik depresyonun tedavisi,DEHBye yönelik ilaç tedavilerinin düzenlenmesi,madde ve alkol bağımlılığına yçönelik destekleyici tedavi ve kişisel terapilerin uygulanmasıdır.

Dr. Aylin aksoy Çoban

Total
0
Shares
Related Posts

Keten Tohumu

Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 yağ asitleri,yüksek oranda çözünür.

Ergenlerde Cinsel Gelişim

Bireyler arası iletişimde cinsellik, kişinin karşı cinse yaklaşması ve bu yakınlaşmanın neticesinde duygusal ve bedensel aktivasyonlar neticesi doyuma ulaşma şeklinde tanımlanabilir.
Total
0
Share