Gizli Şekerini Bul, Diyabetin Önüne Geç

Türkiye’de gizli şeker hastalarının sayısı 2.5 milyondan fazladır.

Tip 2 diyabet hastalığı eskiden 50-60’lı yaşların hastalığı olarak bilinirken,artık 10-20 yaş arasındaki çocuk ve gençlerde dahi görülmeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü de diyabetin tüm dünyada en önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu bildiriyor. Diyabete gidişin önlenmesi için tüm dünyada öncelikle gizli şekerin tespit edilmesi amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Diyabeti önlemenin birinci yolu hastalık daha gizli şeker aşamasındayken tespit etmek ve gerekli yaşam tarzı değişikliklerini gerçekleştirerek,icabında ilaçlarla tedavisini yaparak hastalığın oluşumunu önlemektir.

Sizde de Bu Belirtiler Var mı?

Tip 2 diyabet sinsi bir hastalık ve çok belirgin bulgularla ortaya çıkmıyor. Aşağıdaki temel belirtiler sizde de varsa vakit kaybetmeden doktora gidin.

  • Çok su içme isteği,
  • Çok idrara çıkma,
  • Nedensiz zayıflama,
  • Sık sık ortaya çıkan yaralar,
  • Kaşıntılar.
  • Vücuttaki şeker düzeyinin yükselmesi böbrekler,gözler,kalp başta olmak üzere birçok iç organın ve damarların da olumsuz etkilenmesi anlamına gelir.

Gizli Şekeri Erken Tespit Edebilirsiniz
Diyabet hastalığı artan stres,düzensiz ve dengesiz beslenme,spor yapamama gibi nedenlerle şişmanlığın artmasıyla paralel bir şekilde artarak görülüyor. Şişmanlık oranının toplumda artması da diyabeti tetikliyor. Eğer kişinin ailesinde diyabet hastalığı bakımından yüksek risk varsa yani hem anne hem babada şeker hastalığı varsa çok daha erken hekime başvurmak gerekiyor. Örneğin gizli şekeri ortaya çıkaran şeker yükleme testinin erkenden yapılması diyabete yatkınlığın olup olmadığını gösteriyor. Gizli şeker hastalarının yarısından çoğunda diyabeti önlemek;diyet,düzenli egzersiz ve sağlıklı bir yaşamla mümkündür. Tedavide bazı diyabet ilaçları kullanılabilir. Hekimin önerdiği sürede,arada kan testleriyle şekerin de ölçülmesiyle ilaç tedavisine devam edilir. Hekim gerekirse tedaviyi keser.

İnsülin Direncinin En Yaygın Nedeni Obezite

Vücutta fazla yağ biriktiği ve kilo alındığı zaman insülin direnci kolayca oluşur. Başlangıçta insülin hormonunun etkisine karşı bir direnç oluşur,insülin görevini yapamaz,pankreastaki insülin üreten hücrelerde zaaf ortaya çıkar. Kontrolsüzce insülin salgılandığı için pankreas bir süre sonra yorulur,yeterli oranda insülin üretemez ve buna bağlı şeker hastalığı başlar. Tip 2 diyabet olduktan sonra işler zorlaşır. Kişinin tüm yaşamı etkiler. İnsülin direncinin en yaygın nedeni de obezitedir. Bu nedenle insülin direnci oluşmaması için fazla kiloların verilmesi gerekir.

Diyabet Hastalarının Yeni Yaşama Alışma Süreleri
Tüm dünyada kronik hastalarda tedaviye uyum sorunu yaşanır. Diyabet hastaları da hastalıklarını öğrendikten itibaren,yeni bir yaşamla karşı karşıya kalırlar. Üstelik bu yaşamda öğün atlamak,tatlı,hamur işi,bol kırmızı et yemek,hareketsiz kalmak sakıncalı ve sağlıksız olur. Kişinin günde üç ana öğün,üç ara öğün ile beslenmesi,haftada en az üç gün yarım saatten az olmamak üzere spor yapması,sigara,alkol kullanmaması,uykusuna dikkat etmesi gerekir. Bazı kişilere psikolog desteği vermek de gerekebilir. Çünkü insanlar yıllarca alışmış oldukları yaşam şekillerini değiştirmekte çok zorlanırlar. Tedaviye uyumsuzluk gösterirler. İyi bir hastalık eğitimi,diyabet gibi hayat boyu ev ödevinizi iyi yapmanız gereken bir hastalıkta konforlu bir yaşamın kapılarını açar. Hastalar doktorların önerilerini yerine getirip kan şekerleri düzeldikçe daha mutlu bir yaşam sürdürdüklerinin farkına varırlar. Diyabet hastalığı göz,böbrek,sinirler üzerinde şekerin yaptığı olumsuz etkilerle uzun dönemde körlük,böbrek yetmezliği ve hatta diyalize kadar giden sonuçlara yol açar. Diyabetin bir diğer önemli tarafı da kardiyovasküler hastalık riski yaratmasıdır. Her üç diyabetliden ikisi kalp damar hastalığı,inme ve damar tıkanıklığı gibi sorunlardan dolayı ölür. Şekeri düzenlerken,bu sorunları da önleyecek tedavileri vermek gereklidir.

Doç. Dr. Rüştü Serter

Total
0
Shares
Related Posts

Bahar Yorgunluğunu Spor Yaparak Yenin

Sanılanın aksine bahar yorgunluğu dinlenmekle değil daha çok hareket etmek ve spor yapmakla geçiyor. Dolayısıyla tercihen her gün, bol oksijenli bir ortamda en az 30 dakika, mümkün değilse hiç olmazsa haftanın 3-4 günü tempolu yürüyüş yapın.
Total
0
Share