Göz sulanması birçok göz hastalığı ile birlikte görülen bir belirtidir. Ya gözü rahatsız eden bir sebepten dolayı gözyaşı üretimi artmıştır ya da gözyaşının buruna drenajı bozulmuştur.
Aşağıda gözyaşı üretimini artıran başlıca sebepleri görmektesiniz.
1. Konjonktivitler
Gözün dış yüzey zarının mikrobik,allerjik ve diğer sebeplerle oluşan hastalıklarının yaratmış olduğu rahatsızlık hissi refleks olarak gözyaşı üretimini artırır.
2. İridosiklit,episklerit,sklerit gibi gözün diğer inflamatuvar hastalıkları
3. Gözü tahriş eden durumlar
Göze yabancı cisim kaçması,soğuk hava,toksik gazlar ve sıvılarla temas
4. Kirpiklerin göze temas etmesi
5. Uygun olmayan koşullarda kontakt lens kullanımı
6. Bebeklerde göz tansiyonunun yüksek olması
Bebeklerde ışıktan rahatsız olma,gözün büyük olması ve sulanma doğuştan göz tansiyonunun (konjenital glokom)belirtileri olup bu bulguların olduğu bebeklerin kesin tanı için göz doktoru tarafından acilen görülmesi gerekir.
Gözyaşı drenajının bozulması sonucunda da gözyaşı buruna akmayıp göz sulanmasına neden olur.
1. Gözyaşı kanallarındaki tıkanıklık veya darlık
Bebeklerde sık görülen bir durumdur. Gözyaşı kanalının alt ucunun kapalı olması nedeni ile sulanma ve çapaklanmaya rastlanır. Yetişkinlerde daha çok gözyaşı kanalı ve kesesi arasında darlık veya tıkanıklılık sulanma ve çapaklanma yapar. İleri yaşta punktum adını verdiğimiz gözyaşı drenajının başlangıç kısmında tıkanıklık veya dışa dönme sulanmaya neden olur.
2. Alt göz kapağının yaşlanma neticesinde gevşekliği
Orta ve ileri yaş grubunda göz kapağının gevşekliği gözyaşının kanala geçişini engellediği için sulanma yapar.
3. Geçirilmiş yüz felci
Yüz felci sonrasında da göz kapaklarının kapanamaması ve alt kapağın gevşeyip dışa dönmesi göz sulanması yapar. Ancak gözyaşı siniri de felç geçirmişse tam tersi bir durum olan göz kuruluğu ile de karşılaşılabilir.
4. Gözyaşı yollarının kimyasal ve fiziksel yaralanmaları
5. Gözyaşı yolları tümörleri
Gözyaşı kanalının tıkalı olması nedeni ile gözünde sulanma ve çapaklanma olan çocuğun gözünün görünümü
Prof. Dr. Müslime Akbaba