‘Hayata Umutla Devam Ediyorum’

Meme kanserini yenen ve yaşama büyük bir umutla bağlanan Arzu Atik,37 (Bankacı) meme kanseri olduğunu öğrendikten sonraki dönemden iyileştiği döneme kadar başından geçenleri anlatıyor.

Arzu Atik,37 (Bankacı)

"Bu hastalığı yenmenin en önemli adımı ‘moral,motivasyon ve yaşama sevinci’. Unutmamalıyız ki kanser,erken teşhis,doğru tedavi ve pozitif yaşam anlayışıyla yenilebilecek bir hastalık. Ben bunu başaracağıma inandım ve hayata umutla devam ediyorum…"

"Benim meme kanseriyle mücadelem 2007 yılının 25 Nisan günü başladı. Vücudumdaki aylık değişimden kaynaklandığını düşündüğüm,göğsüme dokunduğumda elime gelen kitlenin bir hafta sonrasında hala aynı yerinde durduğunu fark edince,acilen bundan yalnızca dört ay önce kontrollerimi kendi elleriyle yapan (!) ve beni ultrasona yönlendirmeye gerek görmeyen (eski) jinekoloğumu aradım. Çekilen ultrason ve mamografi sonucunda her iki memedeki fibrokistik kitlenin ameliyatla alınması gerekliliği doğdu. Hemen bu konuda uzman cerrah arayışına girdim ve ameliyatımın Acıbadem Hastanesi’nde yapılmasına karar verdim.

İlk müdahalede her iki taraftaki kitleden biyopsi alınıp patalojiye gönderildi. Doktorum,sonucu bildirmek için benimle görüşmek istediğinde,eşime ‘Sonuç iyi çıkmadı hissediyorum’ dedim. O,ısrarla itiraz etse de içgüdülerim beni yanıltmadı ve doktorum meme kanseri olduğumu lafı dolandırmadan sade bir dille anlattı bana… Ertesi gün çevre dokuyla beraber yaklaşık 2.9 cm olan kitlenin alındığı ve lenf bezlerime ulaşıp ulaşmadığının ameliyat sırasında test edilerek sadece nöbetçi lenflerin alındığı ikinci ameliyatımı oldum.
‘Neden ben?’ diye sordum o süreçte…

‘Neden ben?’ sorularıma bıkmadan usanmadan cevap veren eşime,doktorlarıma ve gece boyunca elimi bırakmayan Sibel Hemşire’ye bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Ameliyattan sonra doktorlarım,tedavi sürecimin nasıl olacağı hakkında beni bilgilendirdiler. O sırada yaşımın 33 olması ve önümde daha uzun bir yaşam süresi olduğu düşünülerek yapılan ‘fish’ testinde,östrojenin (kadınlık hormonu) pozitif çıkması sebebiyle,21 günde bir 6 kür kemoterapi ve sonrasında 30 gün radyoterapi aldım. Meme kanseri ailemizde görülmemiş bir hastalık olduğundan o güne dek sebepleri,oluşma şartları,tedavinin nasıl yapıldığı,kemoterapinin beni fiziksel ve ruhsal olarak nasıl etkileyeceğini doktorumla konuştuk. Ayrıca hastaneden aldığım ‘Meme kanserini nasıl yendim?’ adlı kitap bana çok yardımcı oldu. Saçımın ne zaman döküleceğini,vücudumda oluşacak değişiklikleri,nelere dikkat etmem gerektiğini,hijyenin ne kadar önemli olduğunu,bu dönemde bağışıklık sistemimin nasıl zayıflayacağını,böylece öğrendim.

Tabii bunlar fiziksel olarak geçireceğim evrelerdi. Ruhsal olarak yardım aldığım kişi ise psikoloğumdu. Aktif tedavimin bitiminde de 5 yıl boyunca her gün alacağım ilaçlarıma başladım. Böylece östrojen hormonları baskılandı ve hastalığın nüksetme olasılığı minimuma indi. Ayrıca göbekten ve damardan uygulanan başka ilaçlar da kullandım. İlk üç yıl 3 ayda bir,sonrasında 6 ayda bir yaptırdığım kontroller devam ediyor. Psikoloğumun öncülüğüyle her 15 günde bir Salı günleri benim gibi meme kanseri deneyimi yaşayan arkadaşlarımızla sohbet ettiğimiz harika bir ekibimiz var! Bizler hastalığı kabullenmeyi,onunla baş etmeyi öğrendik,yalnız olmadığımızı biliyoruz,bu hastalıkla ilgili her şeyi konuşabiliyoruz. Yeni tedaviye başlamış ya da başlayacak olanlara,elimizden geldiğince tecrübelerimizle yardımcı oluyoruz."

Sağlık Editörü

Total
0
Shares
Related Posts
Total
0
Share