Lohusalık Döneminde Cinsel Yaşam

Gebelik sırasında cinsel yaşam konusundaki önyargılar gebelik sonrası lohusalık dönemi için de geçerlidir.

Kadını Doğum Sonrası Cinselliğe Hazırlayacak Kişi Eşidir

Doğumun hemen ardından başlayan vücudun toparlanma sürecine lohusalık dönemi denir. Gebelik sırasında cinsel yaşam konusundaki önyargılar gebelik sonrası lohusalık dönemi için de geçerlidir. Doğum sonrası cinsel ilişki ve cinsel birleşmenin ne zaman olacağı toplumdan topluma değişmektedir. Ülkemizde birçok bölgede bu süre kırk gün olarak kabul edilmektedir Bu süre aslında kadının kendini doğum olayından fizyolojik olarak toparlaması ve psikolojik olarak yeni rolüne,anneliğe uyum sağlaması açısından önemlidir. Ancak doğum yapan kadının aslında en fazla ihtiyacı olan şey kocasından göreceği sevgi ve ilgidir. Kadını doğum sonrası cinselliğe hazırlayacak olan sayılı günlerden çok,eşi ile hem anne hem eş olarak kuracağı yeni bağdır.

Geleneksel toplumlarda bu süre kadın aleyhine,kadınla erkeğin hatta birbirinden ayrı odalarda geçirdiği bir dönem olarak yaşanır ve kadının bu beklentilerini karşılamaktan ve doğum sonrası doyumlu bir cinsel hayata hazırlamaktan uzaktır. Ayrıca,daha kısa sürede cinsel birleşmenin yaşandığı toplumlar da vardır. Tıbbi olarak kadının kanaması durduktan ve doğum sırasında oluşan dikişler iyileştikten sonra cinsel birleşmede bulunulmasında sakınca yoktur.

Cinsellik Sadece Hormonlarla Belirlenmez
Doğum sonrası dönemde oluşan hormonal değişiklikler ve emzirmenin de etkisiyle kadının cinsel isteğinde,uyarılmasında ve haz almasında bazı sorunlar olabilmektedir,ancak cinsellik insanlarda diğer canlılardan farklı olarak sadece hormonlarla belirlenmediği için sorunsuz olarak da yaşanabilir. Burada en önemli nokta doğum sonrası dönemde cinselliğin ne sıklıkta ve ne şekilde yaşanacağının kadın tarafından belirlenebilmesidir. Kadının bu süre içinde kendisini tekrar cazip,güzel,sevilir ve beğenilir olarak görmesi en temel unsurdur.

Lohusalık Döneminde Cinsel İstekte Azalma Normaldir
Lohusalık döneminde kadının yorgun olması,bebeğe odaklanan bir dönem yaşıyor olması cinsel istekte azalmaya neden olabilir. Cinsel isteğinde sorun yaşamayan kadınlarda hormonlardaki değişim nedeniyle vajinada kuruluk olabilir. Vajinada kuruluk olması cinsel birleşme sırasında ağrı oluşmasına neden olabilir. Böyle bir durumda birleşmeyi kolaylaştıran hijyenik bir kayganlaştırıcı kullanılabilir.

Emzirme Cinsel Aktiviteyi Nasıl Etkiler?

Lohusalık döneminde cinsellikten uzak durma sebeplerinden biri de dini açıdan cinsel birleşme sonrası “kirli”sayılan kadının boy abdesti almadan çocuğunu emzirememesidir. Bu konuda din bilginlerinin telkinleri dinlenilebilir ve asıl olanın çocuğun anne babası arasında sevgi ve aşk olan bir yuvada büyümesinin önemi düşünülebilir. Ayrıca cinsel ilişki,çocuklu bir evde plan ve program dâhilinde olması gereken bir aktivite olacağı için,kadın eğer yeterince isterse dini vecibelerini yerine getirerek eşi ile doyumlu ve keyifli bir ilişki sürdürebilir.Bazı araştırmalarda kadınların doğum sonrası ortalama 12 hafta içinde gebelikten önceki ilişki sıklıklarına döndükleri tespit edilmiştir. Yine bir araştırmada doğum sonrası emzirmenin cinsel aktiviteyi olumsuz etkilediği öne sürülmüşken,iki araştırmada ise emziren annelerin mama verenlere göre daha erken dönemde gebelik öncesi cinsel istek ve aktiviteye döndükleri bildirilmiştir.Bu çelişkili sonuçların nedeni çalışmada sorulan soruların ve soru yöneltilen grupların farklı olmasıdır.

Lohusalık Döneminde Gebe Kalma Riskine Dikkat!
Lohusalık döneminde dikkat edilmesi gereken noktalardan biri kadının yumurtlama düzenindeki değişiklikler nedeniyle gebe kalma riskidir. Emzirme döneminin gebelikten koruyucu olduğu yaygın kabul gören bir inanıştır. Emzirme sırasında salgılanan hormonlar nedeniyle gebe kalma ihtimali düşmektedir ancak emzirirken gebe kalınabileceğinden mutlaka uygun bir yöntemle gebelikten korunmalıdır. Lohusalıkta dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir konu ise doğum sonrası depresyonudur. Lohusalık döneminde duygusal dalgalanmalar sık görülür. Her duygusal değişiklik depresyon anlamına gelmemektedir.

Bununla birlikte kişinin kendisini çok sıkıntılı hissetmesi,cinsel isteksizlik,uyku – iştah düzensizlikleri,hayattan zevk alamama,halsizlik,yorgunluk,unutkanlık gibi belirtilerle seyreden depresyon konusunda dikkatli olunmalı,gerekli durumlarda mutlaka psikiyatrik yardım alınmalıdır.

KAYNAK:CETAD

Sağlık Editörü

Total
0
Shares
Related Posts

Gripten Kendinizi Koruyun

Ani hava değişimleri bu mevsimlerde daha çok yaşandığı için grip ve soğuk algınlığı daha çok görülür.
Total
0
Share