Cinselliği Dile Getirmekten Korkuyoruz
Cinsellik,halen dünyanın birçok toplumunda olduğu gibi ülkemizde de konuşulması tabu niteliğinde olan bir konu. Bekaretin korunması ve evlilik öncesi ilişki konuları hassasiyetini korumaktadır. evlilik öncesi cinsel ilişki yasaklanmaya çalışılmıştır.
Toplumlarda Cinsellik kültür,din,yasalar,toplumsal cinsiyet ve toplumsal inanışlar ile mitlerden etkilenmektedir. Bunların içinde en büyük etkiyi ise din yapmaktadır. Özellikle geleneksel yapı,tabular,toplumsal değerler vb. durumların daha baskın olduğu bir ailede büyüyen gencin cinselliğin konuşulmasının bile ayıp,yasak olduğu bir ortamda cinselliğe ilişkin soru sorabilmesi,merak ettiklerini ya da sorunlarını paylaşabilmesi çok zor olacak veya mümkün olamayacaktır. Ayrıca,böyle tutucu bir aile yapısı içerisinde büyüyen gençlerin düşünceleri de bu doğrultuda şekillenecek ve içselleşecektir
Cinsel Mitler Evlilik Sonrası Cinsel Yaşamı Olumsuz Etkiler
Toplumlar cinselliği dokunulmaması gereken bir tabu olarak gördükçe yeni nesiller de cinsellikle ilgili bilgi ihtiyaçlarını sürekli olarak yanlış kaynaklardan öğrenmek zorunda kalmaktadırlar. Öğrenmelerin yanlış kaynaklardan ve hatalı olarak olması,evlilik öncesi ve sonrasında bir çok soruna neden olmaktadır.
Evlilik öncesi tecrübesizlik ve bilgi eksikliği nedeniyle gerdek geceleri çok kaygılı ve sorunlu geçen sınavlara dönüşmektedir.
Gerdek gecelerinde tecrübesizlik ve bilgisizlik nedeniyle zor durumda kalan gençler,bekaret nedeniyle çıkan krizler,vajinismus nedeniyle bir türlü cinsel ilişkiyi gerçekleştiremeyen mutsuz gençler ve bu sorunların neden olduğu kavgalar,çatışmalar,intiharlar ve cinayetler gazetelerimize sık sık haber olmaktadır .
Cinsel mitler ise özellikle evlilik sonrası cinsel yaşamı olumsuz etkilemektedir. Erkeklerde erken boşalma ve ereksiyon güçlükleri,kadınlarda cinsel isteksizlik ve cinsel ilgisizliğe neden olabilmektedir.
Cinselliğe yaşamın bir parçası olarak normalleştirme çabaları tüm bu sorunların azalmasına katkıda bulunacaktır. Yeni nesilleri cinsel bilgilerle donatmak tüm toplumun borcudur.
Psikolog Ferahim Yeşilyurt