Başarının Anahtarı: Embriyo Seçimi
Kolay olmadığını biliyoruz. Belki de onlarca deneme,uygulanan farklı yöntemler,geçen yıllardan sonra umutlarınız tükenmek üzere. Ama vazgeçmeyin! Doğru embriyo seçimi İLE BELKİ DE DOKUZ AY SONRA ONU KUCAĞINIZA ALACAKSINIZ. İŞTE SON YÖNTEMLER… Doğru yöntemler uygulandığında imkansız diye bir şey yok. Tüp bebek tedavisinin en önemli aşaması kuşkusuz embriyo seçimi… Bu seçimin nasıl yapıldığını ve kullanılan yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele aldık.
Seçim yaparken hangi yöntemler kullanılıyor?
Tüp bebek tedavisi ile çok sayıda embriyo elde edilebiliyor. Bu embriyolar arasından en doğru seçimin yapılması ve gebeliği oluşturacak en kaliteli embriyonun anneye transfer edilmesi çok önemli. En sık kullanılan yöntemde;ilk olarak embriyolar mikroskopla inceleniyor,embriyoların gelişim süreçleri de göz önünde bulundurularak,yapısal özelliklerine göre seçim yapılıyor.
Yeni yöntemler var mı?
Tabii bu yöntemler tek başına yeterli olmuyor. Bilim adamları,gebelik oranlarını yeni teknikleri kullanarak daha yüksek seviyelere ulaştırmayı hedefleyen çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Biz de merkezimizde hastalarımızın gebelik oranlarını arttırmak için son yöntemleri kullanıyoruz. Mesela;embriyonun genetik anlamda sağlıklı olanının seçilmesini sağlayan PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı) yöntemini ihtiyacı olan hastalarımıza uygulayabiliyoruz. Bu yöntem,embriyonun taşıdığı genetik hastalıkları önceden öğrenilebilmemizi sağlıyor. Ancak önemli bir kalıtsal hastalık riski taşıyan embriyoyu yaşamla tanıştırıp tanıştırmamak,etik olarak ailenin seçimine bırakılıyor. Genetik olarak sağlıklı olan embriyonun,gebelik oluşturma şansı daha yüksek.
Metabolomiks yönteminden bahseder misiniz?
Yakın zamanda geliştirilen ve merkezimizde uygulamaya başladığımız ‘metabolomiks’denilen yöntemle,embriyoların metabolik aktivitelerini izlemek ve kaliteleri hakkında daha fazla fikir sahibi olmak mümkün hale geliyor. Bu yöntemle,bilimsel anlamda en yüksek gebelik oluşturma potansiyeli olan embriyo,Tüp Bebek Merkezi Laboratuarı’nda seçilebiliyor. Yöntemde,embriyonun içinde yaşadığı sıvıdan örnek alınıyor. Böylece,embriyonun bir anlamda atıkları inceleniyor ve embriyonun metabolizması tespit ediliyor. Bu güne kadar uygulanan mikroenjeksiyon işlemlerinde,yıkama teknikleri ile seçilip hazırlanmış olan spermler,mikroskopta en fazla 400 kat büyütülebiliyordu. Bu aşamada sadece spermin genel morfolojik özellikleri,hareketlilikleri incelenebiliyordu. Uyguladığımız IMSI adı verilen teknikte son teknoloji ürünü mikroskoplar kullanıyoruz. Bu mikroskoplarla,spermleri 6.000-8.000 kat büyütebiliyoruz. Spermin hücre içi yapılarını inceleyebiliyor ve defektli olmayan sağlıklı spermleri seçip,bunlarla mikroenjeksiyon yapabiliyoruz. Bu yöntemle seçtiğimiz kaliteli spermlerle yaptığımız mikroenjeksiyon uygulamalarında yüzde 20-40 daha yüksek döllenme,daha kaliteli embriyolar ve artan gebelik oranı gözlemliyoruz.
Tek embriyo transferi,gebelik şansını azaltıyor mu?
Yeni yönetmelikle birlikte 35 yaş altı hastalara tek embriyo transfer edilmesi şart koşuldu. Doğal olarak,son dönemlerde ailelerin en sık sorduğu soru da bu oluyor. Aslında tek embriyo transferine izin verilmesi,ileride oluşacak gebelikte anne ve bebek sağlığı düşünüldüğünde doğru bir karar. Çünkü çoğul gebeliklerin ciddi riskleri var. Tabii ki gebelik oranları,tek embriyo transferi nedeniyle,belli ölçülerde düşüş gösteriyor. Ama yeni geliştirilen embriyo seçim yöntemleri ve cihazlarla en doğru embriyoyu seçebiliyor olmak,gebelik oranlarında olması beklenen düşüşü en aza indiriyor.
Transfer edilecek embriyo bazı kriterlere göre seçiliyor!
“Transfer edilecek embriyolar büyük bir titizlikle seçiyoruz. Embriyoların hücreleri ne kadar simetrik,ne hızla bölünüp gelişmiş,hücre sayısı günüyle uyumlu mu gibi kriterler inceleniyor. Örneğin;embriyonun ikinci günde en az dört,üçüncü günde ise en az sekiz hücreli olması gerekiyor. Bu hücrelerin büyük bölümünün de birbiri ile orantılı olması şart. Ancak bu koşullarda o embriyoya ‘birinci kalite’denilebiliyor. Bazen de seçme şansını arttırmak amacıyla,beşinci güne kadar laboratuvar şartlarında embriyonun gelişimi takip ediliyor. Çünkü beşinci güne kadar in vitro şartlarda (labaratuvar ortamında),kaliteli gelişim gösterebilen embriyonun gebelik oluşturma potansiyeli de yüksek.
Embr. Ece garipoğlu Dalgın