Kalça ve Diz Eklem Kireçlenmelerinin Tedavisi

Kalça ve diz eklem kireçlenmeleri oldukça sık rastlanılan ve halk arasında yanlış bilinen adıyla eklem kireçlenmesi olarak tabir edilen bir rahatsızlıktır.

Temel nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yaşlanma ile artmaktadır. Mekanik,doğumsal,travma sonrası,metabolik,hormonal gibi bozukluklar gibi altta yatan başka bir rahatsızlığa bağlı olarak gelişen sekonder olarak adlandırılan nedenleri de mevcuttur. Hem kalça hem de diz eklem kireçlenmelerinde primer tip daha çok 60-65 yaş gibi ileri yaşlarda görülmeye eğilimli iken sekonder tip kireçlenmeler daha erken yaşlarda oluşabilir.

Kireçlenme belirtileri

Kireçlenmenin en genel semptomu erken dönemde istirahat ile geçen nadiren şişlik olabilir. Genellikle eklemde kızarıklık ve ısı artışı olmaz. Hastalık yavaş bir ilerleme göstermesine rağmen zamanla eklem hareketleri azalır ve şekil bozuklukları oluşur. Sonuç olarak tutulan ekleme bağlı olarak yürüme mesafesinde azalma,eklem hareket genişliğinde azalma,çömelme,merdiven inip çıkma,yer tuvaletine oturma,çorap ayakkabı giyme,namaz sırasında secdeye varma gibi işler güçleşir ya da imkansız hale gelir. Öncesinde istirahatla geçen ağrı,istirahatta ve hatta geceleri de uykudan uyandırarak devamlı hale gelmeye başlar. Bunun yanı sıra hastalığın ileri evrelerinde kalça eklemi kireçlenmelerinde kısalık,diz eklemi kireçlenmelerin de ise bacakta vücut orta hattına doğru eğilme tarzında şekil bozuklukları gelişebilir.

Hastalığın tanısı nasıl yapılır?

Tanıda hastanın öyküsündeki özellikler yol göstericidir. Eklemde başlayan ağrının aktiviteyle artar ve istirahatla yatışır tarzda olması,ağrının yıllar içinde artıp buna hareket kısıtlılığı ve eklem deformitelerinin eklenmesi tipiktir. Buna karşılık eklemde hemen hiçbir zaman kızarıklık,ısı artışı ve eklem içi şişlik gibi semptomlar olmaz. Tanı amaçlı görüntülemede hem kalça hem de diz için basit bir röntgen tetkiki çoğu hastada yeterlidir. Gerektiği durumlarda tomografi veya MR gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Laboratuar testleri çoğu durumda normal sınırlardadır ve herhangi bir patoloji yoktur.

Kireçlenmeni tedavisi

Tedavi olarak her iki kireçlenme durumunda da hastalığın erken döneminde cerrahi dışı tedavi metotları,yani:antienflamatuar özelliği olan ağrı kesiciler,kilo verme,rehabilitasyon ve kaplıca,aktivite modifikasyonları,baston kullanılması veya diz için ayakkabı dış köşesine uygulanan bir takım yükseltiler ile oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. Amaç bu tür hastalığı olan hastaların hayatı boyunca bir kez operasyon geçirmesini sağlamak olduğundan,cerrahi işlemler mecburi olmadıkça 60-65 yaş üstü hastalara planlanmalıdır.
Cerrahi tedavide hastanın mevcut durumuna uygun cerrahi işlem hasta ile konuşularak planlanmalıdır. Kalça ve diz kireçlenmelerinde nihai cerrahi tedavi eklem protez ameliyatlarıdır.

Dr. Erhan Karabuğa

Total
0
Shares
Related Posts

Dünya Alerji Haftası 16-22 Nisan

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de allerjik hastalıkların görülme sıklığı giderek artmaktadır. Veriler, toplumumuzda her 4 kişiden birinin allerjik hastalıklardan etkilendiğini göstermektedir.

Kabızlık Deyip Geçmeyin!

'Günlerce tuvalete çıkamıyorum,' cümlesi, sık duyulan şikayetlerden biri. Uzmanlar, kabızlığın geçiştirilecek bir rahatsızlık olmadığını, mutlaka bir hekime başvurulmasını öneriyor.
Total
0
Share