Korunarak kansere yakalanmamak olası mıdır?

Kansere yol açan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörler çok çeşitli olduğuna göre bu faktörlerden korunarak kansere yakalanmamak olası mıdır?

Kansere yol açan biyolojik faktörlerin başında gelen Hepatit B ve İnsan Papilloma Virüsü (HPV) gibi bulaşıcı hastalık etkenlerinin yol açtığı enfeksiyonlardan mevcut aşılar kullanılarak bağışıklama yöntemi ile korunulabilmektedir. Hepatit B virüsü infeksiyonlarının çok fazla olduğu ülkelerde aşılama programları sonucunda karaciğer kanseri vakalarının azaldığı bildirilmiştir.

Sigarayı bırakmak,düşük kalorili besinler tüketmek gibi yaşam tarzı değişikliklerinin de bu alışkanlıkların yol açtığı kanser vaka sayısını azalttığı ispatlanmıştır.
Yukarıda bahsedilen fiziksel ve kimyasal faktörlerden korunmak her zaman olanak dahilinde olmasa da tüketilen gıdaların içindeki maddelere bakmak (konserve ve hazır gıdalar gibi),taze gıdalar tüketmek,güneşe çıkarken koruyucu giysi,şapka ve krem kullanmak alınabilecek basit önlemler olarak sıralanabilir. Sadece sigara kullanmamak,sağlıklı beslenmek,fiziksel olarak aktif olmak ve kansere yol açan enfeksiyonların zamanında tedavisi ya da önlenmesi neticesinde,kanser gelişiminin yüzde 40 oranında önlenmesinin mümkün olduğu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bildirilmiştir.

Kanser mutlaka ölümcül bir hastalık mıdır?
Hastalar genellikle yaşamlarını kanser hücrelerinden dolayı değil bu hücrelerin metastaz adı verilen kanser hücrenin yayılmasından dolayı kaybetmektedirler. Bu süreç genellikle oldukça uzun bir süreçtir. Pek çok kanser türü kanser ortaya çıktığı doku içinde,erken safhada yakalanabilirse,bu doku parçasının cerrahi yöntemlerle çıkartılması ile tedavi edilebilmektedir.

Cerrahi yöntemlere ek olarak kullanılan ilaç (kemoterapi) ve ışın (radyoterapi) tedavileri alanlarındaki gelişmeler sayesinde artık bazı kanser türleri artık ölümcül olmaktan çıkıp kronik hastalık haline gelmiştir. Günümüzde erken teşhis ve zamanında uygun tedavi edilmesi durumunda kanserlerin üçte birinin tedavi edilebileceği bildirilmiştir (WHO).

Tüm bunların yanı sıra kansere yol açan genetik değişiklikleri tanıyabilen ve bu değişiklikleri taşıyan hücreleri etkileyen yeni küçük moleküllerin bulunması,kanser hücre yüzeyindeki değişiklikleri tanıyarak kanser hücrelerini hedefleyen antikorların geliştirilmesi,kanser aşıları ve kök hücre gibi yeni biyolojik tedavi metodları da kanser hastalığına karşı savaşta önemli silahlar olarak klinik kullanıma girmektedir.

Doç. Dr. Mustafa cengiz Yakıcıer

Total
0
Shares
Related Posts

Çocuk ve Gençlerde Diyabet

Diyabet, insülin eksikliği / yokluğu veya etkisizliği sonucu gelişen, yaşam boyu süren kronik endokrin - metabolik bir hastalıktır.
Total
0
Share