Oruç tutan kişilerde uzun süre aç kalınmasına bağlı olarak hipoglisemi dediğimiz durum oluşur. Hipoglisemi kan şekerinin aşırı düşmesidir ve bu durum kişiyi strese yatkın bir hale getirmektedir. Hipogliseminin belirtileri kaygı,baş ağrısı,baş dönmesi,titreme ve kalp aktivitesinde artmadır. Bu belirtiler kişinin kendisini huzursuz ve sabırsız hissetmesine neden olur. Bu huzursuzluk ve sabırsızlık kişinin normalde stres yaratıcı bir durum olarak algılamayacağı şeyleri bile stres yaratıcı durumlar olarak algılamalarına neden olur. Özetle,oruç tutarken yaşanan hipoglisemi durumu kişinin strese dayanıklılığını düşürmektedir. Şimdiye kadar oruç tutan insanların sinirlenmeye daha yatkın olduklarını görmüş ya da duymuşsunuzdur,bunun nedeni hipoglisemiye girmeleri ve kolay irrite edilebilir bir şekilde yaşamlarına devam etmeleridir. Günlük hayatında zaten stresli koşullara sahip olan kişiler,oruç tutarlarken strese karşı dayanıklılıkları azaldığı ve daha kolay irrite edilebilir oldukları için yaşadıkları stres düzeyi daha da artacaktır.
İnsanların stresli olmalarının nedeni kişiden kişiye büyük değişmeler gösterirken,stresin bedenimizde ortaya çıkardığı belirtiler kişiden kişiye görülmeleri ve görülme düzeyleri değişmekle birlikte ortaktır. Harvard Tıp Fakültesi’nden Walter B. Cannon 1920’lerde deneylerini yaparken,bir tehlike ile karşılaşan hayvanların savaşmaya ya da kaçmaya hazırlandıklarını görmüştür. Cannon bu hayvanların bedenlerinde olan değişikliklerin birbirleriyle aynı olduğunu gözlemlemiştir. Bu tepkiler bedenimizde kendi kendine oluşmaktadır. Günlük hayatımızda savaşmamızı ya da koşup kaçmamızı gerektirecek hayati tehlikelerimiz olmasa da,gün içinde yaşadığımız her bir problem bedenimiz tarafından tehlike olarak algılanır ve beden bu tehlikeyle savaşmak ya da ondan kaçmak için hazırlanır. Strese karşı bedenimizde olan değişiklikler şunlardır:
- Beyine,kaslara ve gerekli organlara yeterli kan göndermek üzere kalp atışları hızlanır ve kan basıncı artar.
- Eller,ayaklar ve deriye yakın bölgelerdeki kan,beyin ve gövde kaslarına doğru gider. Böylece kişi yaralanırsa,daha az kan kaybedecektir.
- Kaslar hareket etmek için hazırlanır ve gerginleşir.
- Bedene enerji sağlamak için hormon üretimi artar.
- Göz bebekleri genişler,kişinin görüşü keskinleşir.
- Terleme artar,böylece vücut ısısı düşürülmüş olur.
- Vücuttaki şeker ve yağlar,hızlı enerji üretilebilmesi için kana karışır. Şekerin enerjiye dönüşebilmesi için gerekli okijeni sağlayabilmek için solunum hızlanır.
- Sindirim sistemi durur.
- Bedene daha çok enerji sağlayabilmek için hormon üretimi artar.
- Kişinin rahatlamasını sağlayan parasempatik sinir sistemi yavaşlar.
Stresliyken vücudumuzda ortaya çıkan değişmeler,yaşanan stres düzeyi yüksekse ve kronik olarak yaşanıyorsa kişiye fiziksel olarak zarar verebilir. Yapılan araştırmalar stresin kalp krizi,felç,erken yaşlanma,yüksek tansiyon hatta ölümle ilişkili olduğunu göstermektedir. Oruç tutmak,normalde direk bu sonuçlara yol açmamakla beraber,kişinin strese direncini azalttığı için,günlük hayatı sürekli çok stresli olan kişilerde bu rahatsızlıkların görülme olasılığını arttırabilir.
Uzm. Dr. Esra Başöz