20’li Yaşlarda Depresyonla Nasıl Başa Çıkılır?

18-29 yaş arası hayattaki en iyi dönemdir: pek çoğumuz bağımsızlık duygusunu üniversitede elde ederiz, yeni işlere başlamak, flört dönemleri, yeni şehirlerde yeni topluluklara katılmak gibi.

Ama bu dönem genellikle borç, romantik hayal kırıklıkları, yalnızlık ve kimiz/neden buradayız gibi belirsiz duygularla harmanlanır. Bu yüzden, 10’lu yaşların sonunda 20’lerin başında olan kişiler depresyon duygularına karşı daha hassastır. Bu duyguların oldukça yaygın olması ve 30’lara gelindiğinde geçmiş olması ise iyi haber. Ama depresyon yine de bir çeşit tedavi gerektiren ciddi bir konu olabilir. Depresyonun neden oluştuğu ve bu duygular oluştuğunda nasıl başa çıkılacağını anlatmak için buradayız.

Berbat 20’ler – Bilinmesi Gerekenler

Eskiden insanlar ilk depresif duygularını 40’larına veya 50’lerine kadar yaşamazlardı. Günümüzde ise depresyon ilk olarak 25 yaş civarında görülüyor. Amerika’da yetişkin nüfusunun %9’u depresyondan yakınırken, bu rakamın yaklaşık %11’ini 18-24 yaş arası kişiler oluşturuyor.

Bugün 20 küsür yaşındakiler, onları depresyona karşı hassas yapan psikolojik ve biyolojik deneyimler yaşıyorlar. 20’li yaşların önemini yazan psikolog Dr. Meg Jay, depresyonun genellikle kayıp tarafından tetiklendiğini söylüyor. Ve 18-29 yaş arasındaki periyod potansiyel kayıplarla dolu: sevdiğinizden ayrılmak, arkadaşları kaybetmek, iş kaybı, sınıfta kalmak veya akademik bir programa girememek, hayallerimizdeki kariyer planının işe yaramaması. Jay, 20’lerin belirsizlik dönemi olduğunu ve bunun insanları hayatlarını değiştirmek için kendilerini güçsüz hissettirdiğini söylüyor.

Biyolojik faktörler de yine bunun bir parçası. Geçtiğimiz yıllarda bilim adamları, ön lobun (beynin planlama ve düşünmeden sorumlu kısmı) 20’lerin ortasına kadar tamamen gelişmediğini söyledi. Bunun anlamı, 20’li yaşlarda insanlar henüz zihinsel olarak tam kapasitede değilken bazı büyük kararlar (nerede yaşanacağı, hangi kariyerin seçileceği, amacın ne olduğu) vermek zorunda olması ve bunun da endişeye yol açtığı.

Bazı durumlarda 20’li yaşlardakiler belli yaşam biçimlerinin depresyon şikayetlerine katkı sağladığını farkına varmayabilirler. Aşırı içki 18-24 yaş arası çok daha yaygındır ve alkol kullanımı bozuklukları depresyonla yakından ilişkilidir. Loma Linda Üniversitesi’nde çalışan psikiyatrist Dr. Cameron Johnson’a göre, liseden üniversiteye (veya üniversiteden mezuniyet sonrası hayata) geçiş genellikle uyku düzeninde değişiklikler gerektirir ve bu da bazı zihinsel sağlık problemlerine yol açabilir.

Bu süre zarfındaki depresyon sebebi ne olursa olsun, başa çıkmak için bir çok yol var. Bunların bir çoğu güvendiğimiz insanlara yönelmekle ve küçük fakat anlamlı hayat tarzı değişiklikleriyle ilgili.

Arayış – Eylem Planı

Jay’e göre, 20’li yaşlarda depresyona girenlerin daha sonra tekrar depresyonla karşılaşacaklarına dair küçük bir delil var, özellikle de bu durum ilk oluştuğunda doğru düzgün yönlendirilmedilerse.

Depresyon duygularını yatıştırmanın pratik yolları var. Bu liste kesinlikle depresyon tedavisinin her yolunu içermiyor ama her yaştaki insan için en etkili stratejilerden bazılarının altını çiziyor.

  • Bir arkadaşınızı veya aile ferdini arayın. Hayatın herhangi bir döneminde depresyonla başa çıkmak için, akıl sağlığı uzmanları sosyal desteğin hayati önemi konusunda hemfikir. Ama insanlar depresif hissettiklerinde kabuklarına çekilmeye meyilli oldukları için arkadaşlara veya aileye uzanmak göründüğünden zor olabilir. Psikolog Dr. Mark Banschick, bu yüzden ailelerin bu konuda özel bir rol oynadığını söylüyor. 20’li yaşlarımızın başında, eskiye göre ailemizi daha sevgi dolu ve destekçi olarak görürüz. Bu yüzden kendinizi kötü hissettiğinizde annenizi aramanın bebekçe olduğunu düşünmeyin.
  • Hareket edin. Araştırmalarda, egzersizin depresyon ve endişeye karşı hayli koruyucu olduğu bulundu. Johnson hastalarına, pozitif enerji yüklenimi için her sabah 20 dakika yoğun şekilde kardiyo egzersizi öneriyor.
  • Uyuyun. Johnson’a göre uyku, “iyi zihin sağlığının beşiği”. Düzensiz uyku programı ön lob fonksiyonlarının bozulmasına ve depresyon ile kaygı duygularının artmasına sebep olur.
  • Meditasyon yapın. Bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da, çalışmalar meditasyon hareketinin (yoga, tai chi ve qigong dahil) depresyon ve kaygı şikayetlerini azalttığını buldu. Farkındalık meditasyonu (var olmaya ve rahatsız düşünceler ve duygularla oturmayı öğrenmeye odaklanan teknik), depresyon ve kaygıyı azaltmaya özellikle yardımcı olabilir.
  • Bitkisel şeylere yönelin. Sarı kantaron ve safran gibi antidepresan etkisi bulunan bitkisel takviyeleri deneyin. Bazı psikologlar sarı kantaron ve diğer bitkisel takviyelerin depresyonla savaşmada etkili olmadığını söyleseler de, diğerleri bunların antidepresanlar kadar etkili olduğunu ve küçük ve orta dereceli depresyonları bir yıla kadar önlediğini iddia ediyor. Bu takviyeleri eczanelerde bulabilirsiniz.
  • Sağlıklı yiyin. Bazı besinler ve yemek grupları depresyon ve kaygıya karşı koruyucu olabilir. Mesela, bilim adamları D vitamini (süt ve somon gibi yiyeceklerde bulunur) ve depresyon arasında bir bağ buldular (fakat D vitamini takviyesinin gerçekten depresyon şikayetlerini azaltıp azaltmadığı hala net değil). Diğer araştırmacılar ise probiyotiğin (yoğurttaki bakteri) depresyon şikayetlerini yatıştırmada etkili olup olmadığı üzerinde çalışıyor. Omega-3’ün (somon, ceviz ve zeytinyağında bulunan yağ asidi) de beyindeki yanmayı azaltarak depresyona karşı etkili olması mümkün. Genel olarak, ruh halinizi değiştiren serotonin hormonu seviyesini yükselten kompleks karbonhidratları (tam tahıllı pirinç ve makarna gibi) tercih edin
  • Konuşun. Psikoterapi, depresyonu tetikleyen sebepleri bulup bununla mücadele etmek için ne yapılması gerektiğini bulmaya yardımcı olabilir.
  • İlaç için. Antidepresanlar her durum için uygun olmasa da, depresyonun arkasında ailevi bir sebep varsa yardımcı olabilir. Kişiye ait en iyi tedavi planını doktor veya sağlık uzmanı bulacaktır.

Çıkarım

Sebep olduğu sancıya rağmen depresyon, hayatımızda bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğini gösteren faydalı bir sinyal olabilir. Bunun anlamı bir ilişkiyi bitirmek veya işten istifa etmek olsa da. Depresyona katlanmak yerine, onu başka yere kanalize etmek son derece önemlidir. Depresif olduğumuzu itiraf etmek zor olsa da; sağlıklı, mutlu ve 20’den sonra da yaşamamıza yardımcı olacak insanlar, kaynaklar ve adımlar var.   

Sağlık Editörü

Total
0
Shares
Related Posts

Kış Depresyonu Sizi Esir Almasın!

Kış depresyonu olarak adlandırılan ve özellikle kadınları etkisi altına alan bu hastalıktan korunabiliriz. İşin püf noktası ise haftada en az 2 kez balık tüketmek ve bol bol egzersiz yapmak!
Read More

Stres ve Depresyona Dikkat!

Acıbadem Fulya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Zor, diyabet hastası kadınların kalp damar hastalığına yakalanma riskinin erkeklere nazaran 4-5 kat daha fazla olduğunu söyledi.
Read More

Yaşlılık Depresyonunun İlacı Gençlerde

İleri yaşlarda baş gösteren yalnızlık, iş görememezlik, görme ve duyma bozuklukları depresyonu tetikliyor. Uzmanlara göre yaşlıları depresyondan çıkarmak konusunda en önemli görev gençlere düşüyor.
Total
0
Share